MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 10.04.2014 gün ve 2014/2513 Esas - 2015/10410 Karar sayılı ilama karşı davacı idare ile davalılardan ... vd. vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R-4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davanın kabulüne dair mahkemece verilen karar, davacı idare vekilinin temyizi üzerinde Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davacı idare ve bir kısım davalı vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulduğu halde Dairemizin18.12.2014 gün ve 2014/18214-29039 sayılı ilamında, bir kısım davalı vekilinin karar düzeltme talebi yönünden inceleme yapılmadığı anlaşıldığından Dairemizin 08.12.2014 gün ve 2014/18214-29039 sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilerek yapılan değerlendirmede;Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalı vekilinin ise a??ağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK.nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Şöyle ki, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, mahkemece tespit edilen bedele faiz yürütülmesi gerektiği anlaşıldığından;Bir kısım davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 10.04.2014 gün ve 2014/2513-10410 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu geçerli değildir. Şöyle ki; 1)Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın etrafının meskun alanda kalmadığı ve 1/5000 ölçekli planda tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrıldığı anlaşılmakla taşınmaz arsa değil, arazi niteliğinde olduğundan, taşınmaza arsa olarak bedel tespit eden ve hükme esas alınan bilirkişi raporu geçerli değildir. Bu itibarla;Dosya içerisinde, taşınmaza arazi olarak ve net ürün gelirine göre değer biçen 04.11.2011 tarihli bilirkişi raporu varsa da, bu rapor resmi verilere göre düzenlenmediğinden, İl Tarım Müdürlüğünün resmi verileri esas alınmak suretiyle değerlendirmede esas alınan buğday,buğday samanı, silajlık mısır ve pamuğun dava tarihi olan 2011 yılı itibari ile ortalama toptan satış fiyatı sırasıyla 0,61 TL, 0.09-TL, 0,25 TL. ve 1,6 TL, aynı ürünlerin ortalama masrafı da buğday için 188 TL, silajlık mısır için 338 TL. ve pamuk için 361,00-TL olduğundan, bu resmi rakamlara göre ve taşınmazın niteliğine göre objektif değer arttırıcı unsur oranı da % 150 oranında alınmak suretiyle taşınmaz bedelinin yeniden tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, geçersiz rapora göre hüküm kurulması, 2)Dava konusu 36 parselin kamulaştırılan bölümü 6.262,50 m2 olup, kadastro paftasına göre kanal olarak kamulaştırılan bu bölüm 1204 parsel olduğu halde, bu parsele ilişkin tapu kaydı getirtilmeden 6.285,32 m2 yüzölçümündeki 1232 parsel hakkında tescil kararı verilmesi, Doğru olmadığı gibi, 3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, mahkemece tespit edilen bedele faiz yürütülmesi gerektiğinden;Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davacı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, davalılardan Nuretin Eriş vd. peşin alınan karar düzeltme harcı ile temyiz edendelerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.