MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/04/2012NUMARASI : 2009/404-2012/296Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanınkısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir. A-İ.. İ.. Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan dava yönünden;Davaya konu taşınmazlar göl mutlak koruma alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmazlara davalı İ.. İ.. Genel Müdürlüğü tarafından fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu idareye karşı açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru değildir.B-DSİ Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan dava yönünden;Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-Davacılar Murisinin tapu kaydındaki Hacı Hüseyin Efendizade Ali bey olarak yazılı bulunan adının Mehmet Ali Eker olarak düzeltilmesi için Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/32 Esas sayılı dosyası ile açılan dava bekletici mesele yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini düşünülmemesi, doğru olmadığı gibi,2-Kabule göre de; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden,Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı idareler vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.