MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/11/2011NUMARASI : 2011/530-2011/710Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan F.. S.. vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan F.. S.. vd. vekilince temyiz edilmiştir.Taşınmazın kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin belirlenmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; 1)Dava konusu taşınmaza değer biçmede esas alınan münavebe ürünlerinin değerlendirme tarihi olan 2011 yılındaki üretim masrafları ile hasat dönemindeki toptan kilogram satış fiyatları karar tarihinde belli olacağından, ilgili kuruluşlardan 2011 yılına ait üretim masrafları ile kilogram satış fiyatları getirtilip, bu resmi veriler üzerinden hesaplama yapılması için ek rapor alınması gerektiği düşünülmeden 2010 yılının verileri esas alınması,2)Dava konusu taşınmazın niteliği, konumu, bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri dikkate alındığında, net gelirine göre belirlenen m2 bedeline objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerektiği gözetilmeden, az bedel tespiti, 3)Kamulaştırılan taşınmaz baraj gölü içinde kaldığından, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkini yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi,Doğru görülmediği gibi, 4)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan fark bedele 04.09.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Davalılardan F.. S.. vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.