Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17269 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 963 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Dava konusu taşınmaza emsal olarak incelenen, Bağlarbaşı Mahallesi 230 ada 1 parsel sayılı taşınmaz limited şirket tarafından limited şirkete satılmış olup, özel amaçlı bu satışın somut emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, taşınmaza yakın bölgede bulunan ve benzer özelikler gösteren, 1306 ada 76 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 2011/965 esas, 2013/17 karar sayılı dosya üzerinden görülen davada Aralık 2011 değerlendirme tarihi itibariyle düzenleme ortaklık payı kesintisi ile 150-TL/m²; birim fiyatı takdir olunduğu ve kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği, gözetildiğinde dava konusu taşınmaza Eylül 2013 tarihi itibariyle düzenleme ortaklık payı kesintisi ile 125-TL/m² birim fiyat belirleyen bilirkişi kurulu raporu inandırıcı ve hüküm kurmaya yeterli değildir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, luzümu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu,emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların değerlendirme tarihi ititbariyle resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Dava konusu taşınmazın tamamı üzerinden ne kadarının kamulaştırıldığı ve kamulaştırılan kısmın taşınmazın neresine isabet ettiğini göstermediğinden infazı mümkün olmayan fen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,3-Davacının dava konusu taşınmazda 1/4 pay karşılığı 3224,75m2 yeri olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde davacı payından 2056,13m2'lik yerin kamulaştırılması istenildiği ve 2056,13m2'nin yer bedeline hükmedildiği halde davacının taşınmazdaki tüm payının iptaline karar verilmesi,4-Davacı idarenin kıymet takdir raporunda ve bilirkişi raporlarında, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz üzerinde ağaç ve depo bulunmadığı anlaşıldığından, depo ve ağaç bedeli hesaplayan bilirkişi kurulu raporuna göre fazla bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.