Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16849 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8138 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmiş ise de alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1-Bilirkişi raporundaki emsal satış aktinin incelenmesinde, kat mülkiyetine tabi taşınmazın bağımsız bölümünün satışına ilişkin olduğu halde,yapı bedeli toplam satış bedelinden düşülerek hesap yapılması gerektiği düşünülmeden toplam satış bedeli üzerinden hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporu geçersizdir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği" belirtildiği halde aynı emsali esas alan rapora göre hüküm kurulması,2-Davacı idare kıymet takdir raporunda; kamulaştırılan kısımda 667, davalı idarenin yaptırdığı kıymet takdir raporunda 1304 ve hükme esas bilirkişi kurulu raporunda 959 adet ağaç bulunduğu belirtildiğinden ağaç sayılarına ilişkin çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,3-Mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle fen bilirkişi krokisinde gösterilen spor sahasının halen zeminde bulunup bulunmadığı tespit edilip varolduğu anlaşıldığı takdirde mevcut haliyle imalat bedelinin hesaplanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,4-Kabule göre de; dava konusu taşınmazın denetime elverişli şekilde emsal taşınmazla eksik ve üstün yönleri değerlendirilmeden, taşınmazın iki göl arasında olduğu gerekçesi ile belirlenen değerden %15 değer kaybı uygulanılarak eksik bedele hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.