MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2013NUMARASI : 2013/441-2013/662Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile getirilen "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır." hükmüne dayanılarak uzlaşma görüşmeleri yapılmadığından, dava şartı yokluğundan, mahkemece ön inceleme duruşma tutanağı ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.5999 ve 6487 sayılı Yasalarda düzenlenen ve Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 6. madde, bir tasfiye yasasıdır. 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili olarak açılacak davalarda uygulanacak usul ve esaslara ilişkin hükümler içerdiğinden daha sonraki uyuşmazlıklara uygulanamayacaktır. Bu nedenle; Sazlıdere Barajı rezervuar (göl) alanında kalmaları nedeniyle dava konusu taşınmazların 1991 ve 1993 yıllarında kamulaştırıldıkları dikkate alınarak, işin esasına girilerek, öncelikle dava konusu taşınmazların göl alanında kalıp kalmadığı ve fiilen el atılıp atılmadığı araştırılarak,el atmanın gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda işin esası hakkında olumlu-olumsuz hüküm tesisi;Fiilen el atmanın olmadığının anlaşılması halinde taşınmazın yapılan imar düzenemesinde Sazlı Dere Baraj Mutlak Koruma Alanında kalıp kalmadığı araştırılıp mutlak koruma alanında kalıyor ise; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiş,Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiş olduğundan davanın idari yargıda görülmesi gerekir.Bu durumda açıklanan hususlarda yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.