Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16295 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4548 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2012/58-2013/523Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen 1470 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 875 m² yüzölçümlü iken, İmar İdare Heyetinin 08.08.1958 gün ve 558 sayılı kararı ile onayladığı 37570 nolu parselasyon planı kapsamında düzenlemeye alınarak, 87m²'lik bölümün yola giden olarak ayrıldığı ve dağıtım cetvelinde de zayiat olarak değil yola giden alan olarak gösterildiği gibi, bu bölümün plan kesinleşme tarihinden sonra tapuda maliki uhdesinde yaşamaya devam ettiği; Ayrıca; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Harita Şube Müdürlüğünün 11.04.2013 tarihli yazısı ile 875m2 yüzölçümlü 1470 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 5120 nolu parselasyon planı kapsamında oluştuğunun anlaşıldığı ancak plan ve dağıtım cetvellerine arşiv kayıtlarında rastlanmadığı bildirildiğinden 37570 nolu parselasyon planı ile taşınmazın ikinci kez imar uygulamasına alındığı anlaşılmıştır. Her ne kadar Mahkemece 1962 yılında yürürlükte olan 6785 sayılı İmar Kanuna göre %25 oranında zayiat alınabileceğinden yola giden miktarın zayiat olarak değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu 87 m2, zayiat adı altında değil yola giden kısım olarak ifraz edildiğinden, 6785 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu tarihte zayiat olarak kesildiğinin kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davanın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.