Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14264 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15066 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki Asıl dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili, birleşen dava ise kamulaştırılan taşınmazda bulunan kuyu bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Asıl dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili, birleşen dava ise kamulaştırılan taşınmazda bulunan kuyu bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Ayva bahçesi niteliğindeki taşınmaza net ayva gelirine göre değer biçilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi kuyu bedeline hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1) Taşınmazın mücavir alan içinde olmasına ve bilirkişi raporunda belirtilen diğer niteliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun bulunduğunun kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle aksi yönde düşünce ile aza hükmedilmesi, 2) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan fark bedele 25.11.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması, 3) 6487 sayılı yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davalarında harç ve vekalet ücretinin bedel tespit davalarında olduğu gibi maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden, birleştirilen dava yönünden nispi harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.