Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1340 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17668 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/03/2014NUMARASI : 2013/86-2014/228Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmazın, sonradan yapılan imar planı ile kamu hizmetlerine tahsis edilmemesi nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca eski maliki tarafından geri alınması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırılan taşınmazın, sonradan yapılan imar planı ile kamu hizmetlerine tahsis edilmemesi nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca eski maliki tarafından geri alınması istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen Ordu ili, ... köyünde bulunan 336 metrekare yüz ölçümlü 1550 parsel sayılı taşınmazın, Ordu Belediye Encümeninin 23.01.1996 tarihli kararı ile 2981/3290 sayılı yasanın 10/c maddesi uyarınca uygulamaya alınarak, bu uygulamada yol ve yeşil alana isabet eden taşınmazın 2942 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılmasına ve kamulaştırma işleminin mal sahibi lehine ipotek bedeli tesis edilmek suretiyle ifasına karar verildiği, davalı idare tarafından bu karar doğrultusunda dava konusu taşınmazın kamulaştırmaya esas kıymet takdiri yapılıp çekişmesiz bedelin tespit edildiği, davacı tarafından çekişmesiz bedelin arttırılması için Ordu 2. Asliye Hukuk mahkemesine 29.11.1996 tarihinde açılıp 1996/435 esas sayılı dosyası üzerinden görülen davanın da kabulüne karar verilmesi sonrasında kesinleşen bedelin davacıya 27.01.2000 tarihinde ödendiği ancak, dava dışı şahıslar tarafından yukarıda açıklanan işlemlerin dayanağı olan Ordu Belediye Encümeninin 23.01.1996 tarihli kararının iptali için idare mahkemesine açılan davanın 26.03.2003 tarihinde kesinleşen karar ile iptal edilmesi üzerine, Ordu Belediyesi tarafından dava konusu taşınmazı da kapsayan alanda 18.01.2011 tarihli Encümen kararı ile 3194 sayılı kanunun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması çalışmalarına başlandığı ve dava konusu 1550 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kadastro parseline geri dönüşü sağlandıktan sonra 1/1000 ölçekli imar planında konut alanı olarak ayrılan 1750 ada 8 ve 1751 ada 9 parsellere şuyulandırılıp 14.03. 2012 tarihinde davalı belediye adına tapuya tescil edilmesi üzerine davacının, son imar uygulaması ile konut alanına hisselendirilen taşınmazlarını Kamulaştırma Kanununun 22. maddesine göre geri alınması istemiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Somut olaydaki uyuşmazlık, davacıya ait 1550 parsel sayılı taşınmazın Ordu Belediye Encümeninin 23.01.1996 tarihli kararı ile 3290/2981 sayılı kanun uyarınca düzenlemeye alınarak ipotek bedeli takdir edilmek suretiyle kamulaştırılmasına ilişkin işlemin 2942 sayılı yasa kapsamında bir kamulaştırma işlemi olup olmadığı , davacı yönünden kesinleşip kesinleşmediği ve söz konusu encümen kararının dava dışı üçüncü şahıslar tarafından iptal davasına konu edilmesinin davcıyı etkileyip etkilemeyeceği ve davacının Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca geri alma hakkının doğup doğmadığı hususlarına ilişkindir.Bu bağlamda, Ordu Belediye Encümeninin 23.01.1996 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın imar planında yol ve yeşil alana rastlaması nedeniyle kamulaştırılmasına ve bu işlemin 3290/2981 sayılı kanunun 10/c maddesi uyarınca ipotek bedeli tesis edilmek suretiyle ifasına dair işlemin özü itibariyle bir kamulaştırma kararı olması ve 3290/2981 sayılı yasanın 10/c maddesi uyarınca takdir edilen bedeller yönünden de, anılan yasanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa atıfta bulunması nedeniyle söz konusu encümen kararının “kamulaştırma işlemi” niteliğinde olduğu ve davacının açtığı bedel arttırım davası sonrasında, çekişmesiz bedelle birlikte arttırılmasına karar verilen bedelin de 23.06.2000 tarihinde davacıya ödenmesi ile bu kamulaştırma işleminin davacı açısından adli ve idari yönden kesinleştiği tartışmasızdır.Dava konusu taşınmazın, kamulaştırmanın adli ve idari yönden kesinleşmesinden sonra yapılan imar uygulaması ile kamu hizmetlerine tahsis edilme lüzumunun ortadan kalkması ve imar planında konut alanı olarak ayrılan parsellere şuyulandırılması üzerine davacının taşınmazı geri alma istemine gelince; 4650 sayılı Yasa ile Değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Vazgeçme, İade ve Devir” kenar başlığını taşıyan ve 13.09. 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı yasa ile değiştirilen 22. maddesinde “Kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra, taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz….” Hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir.Bilindiği üzere, hak düşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesiyle sadece dava hakkını değil bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler, hukuki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder.Yukarıda açıklandığı üzere Kamulaştırma Kanununun 22. maddesine 13.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa ile eklenen ve Kamulaştırma Kanununun geçici 9. maddesi ile devam eden davalarda da uygulanması benimsenen üçüncü fıkra ile kamulaştırılan taşınmazlara, bu işlemin kesinleşmesinden itibaren kamu hizmetine tahsisi lüzumu kalmaması halinde, mal sahiplerinin yasadan kaynaklanan yetkilerini kullanabilmeleri için beş yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş olup, somut olayda, kamulaştırmanın kesinleştiği 2000 yılından davanın açıldığı tarihe kadar bu sürenin dolması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden,Davalı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.