Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13227 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 12062 - Esas Yıl 2006
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerinin yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilerek bedelinin tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Alınan rapor ve yapılan inceleme, hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;1-Bir taşınmazın arsa olarak kabul edilebilmesi için, belediye imar planı içerisinde olması, olmadığı takdirde, belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması, belediye hizmetlerinden yararlanması ve etrafının meskûn olması gerekir. Dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin Belediye Başkanlığından verilen cevabi yazıda, taşınmazın 1/25000 ölçekli imar planında kaldığı bildirilmiştir. Hükme esas bilirkişi raporunda da taşınmazın belediye mücavir alanı sınırlarında kalıp belediye hizmetlerinden kısmen yararlanması nedeni ile arsa kabul edilip değer biçilmiştir.Bu itibarla, taşınmazın arsa vasfını kazanıp kazanmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan, arsa vasfına ilişkin Belediye Başkanlığının verdiği cevap ile, bilirkişi raporundaki çelişki giderilmeden taşınmaza arsa olarak değer biçilmesi,Kabule göre de;2-Islah yapılmaksızın 1.000,00 YTL talepte bulunulmuş olmasına rağmen, talep aşılmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi,3-Mahkemece kısa kararda faize hükmedilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda faize hükmedilmemesi,4-Değerlendirme tarihi olan 2005 yılında dava konusu taşınmaz ile, bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenmeden eksik inceleme'ile hüküm kurulması,5-Dava konusu taşınmaz ve emsal alınan taşınmazların, değerlendirme tarihi olan 20.12.2005 gününde; fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uya rınca düzenleme ortaklık payı kesintisine tabi tutulup tutulmadığının araştırılmamış olması,6-Taşınmaza baraj gölü olarak el atıldığından, el atılan bölümün tapusunun iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenle HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davacıya geri verilmesine 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.