Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1311 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25199 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/60-2013/359 Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Ç.. B.. yönünden husumetten reddine A.. B.. yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan A.. B.. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, Ç.. B.. hakkındaki davanın husumetten reddine, A.. B.. aleyhine Davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı A.. B.. vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden 580 m2 yüzölçümü 5623 ada 7 parselin imar idare Heyetinin 07.08.1959 tarih 670 sayılı karar ile onaylanan 40650 parselasyon planında 164 m2'sinin yol ve yeşil alan olarak ayrıldığı, bu yerin fiilen etrafının çevirilerek V.. P.. ( Resteron) tarafından masa ve sandalye konularak halka açık bahçe olarak kullanıldığı ve bu işyeri için Ç.. B..ndan iş yeri ruhsatı alındığı ve bitişiğindeki dava konusu taşınmazla aynı parselden gelen ve kat mülkiyeti kurulu, 6788 ada 7 parselin kat malikleri toplantısında kulanım izni verildiği ve kat maliklerinden 8 nolu bağımsız bölüm maliki M.... E... tarafından kiraya verildiği anlaşılmıştır.Açıklandığı üzere dava konusu taşınmaz kamuya özgülenerek yol ve yeşile gider alan olarak ayrılmış ise de davalı idarelerce taşınmaza fiilen el atılmamış olup kira ilişkisi sonucu restoranolarak kullanılmaktadır.11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri Karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan A.. B..ndan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.