Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12471 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26154 - Esas Yıl 2015





TARİHİ : 28/05/2015NUMARASI : 2014/535-2015/311Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;Dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporunda açıklanan özellikleri ve ayrıca aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2015/26150 Esas ve 2015/26152 Esas sayılı ilamı ile denetimden geçen Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/531Esas -2015/218Karar ve 2014/532Esas-2014/220Karar sayılı dava dosyalarında, 28/10/2014 değerlendirme tarihi itibariyle 105 ada 132 ve 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazların metrekaresine 45.00 TL değer biçildiğinden, dava konusu taşınmazın m² değeri inandırıcı görülmemiştir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2) Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılar hükme esas alınan raporda 10 yıllık kabul edilmek suretiyle yıpranma payı belirlenmesine rağmen, A harfi ile gösterilen yapının bodrum katı ve 1. katına, yine C harfi ile gösterilen yapının bodrum katına yıpranma payı düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.