Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12344 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27207 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2014NUMARASI : 2012/90-2014/150Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R -Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki;1)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da kıyasen uygulanır. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2)Davacılar dava konusu taşınmazda hissedar olduğu halde gerekçesi açıklanmadan tam paya göre hüküm kurulması, 3)Dosyada mevcut tapu kaydına göre davacılardan C.. A..'un paydaş olarak görünmediği ve dosyada bulunan veraset ilamına göre de; ölü tapu maliki A.. C.. A..'un mirasçıları arasında yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle adı geçen davacının dava konusu taşınmaz ile hukuki ilişkisini gösterir veraset ilamı ve sair her türlü bilgi ve belge temin edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, 4)Dava konusu taşınmazın kanal olarak el atılan ve fen bilirkişinin rapor ve krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin tapu kaydının davacıların hissesi oranında iptali ile davalı idare adına tesciline, yol olarak el atılan ve krokide (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımların ise tapu kaydının davacıların hissesi oranında iptali 4721 sayılı TMK'nun 999. madde uyarınca tapudan terkinine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılması,5)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan H.. A.. ve H.. A..'un payları üzerinde bulunan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.