Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12334 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25893 - Esas Yıl 2015
TARİHİ : 30/06/2015NUMARASI : 2014/336-2015/335Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın süreden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun yapılan tebligatla başlar. Kamulaştırma işlemlerinin davacılardan İ.. Ü.. murisi Hasan kızı Fatma Üstün’e usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 2942 sayılı Yasanın 14. maddesinde belirtilen 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı anlaşılmakla, bu davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak;Malikin adresi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesi ile Tebligat Kanununun 28. maddesi hükümlerine göre araştırılıp, adresinin tespit edilememesi halinde ilanen tebliğ yoluna başvurulması gerekir. Kamulaştırma işlemleri bir kısım davacılar murisi Hasan kızı Hatice Gürses’e 06.10.1986 gününde ilanen tebliğ edilmiş ise de, adres araştırması için yazılan yazı üzerine Nüfus Müdürlüğü tarafından “adı geçene kütük sıra, cilt ve sahife numaraları bildirilmediğinden adreslerinin tespit edilemediği” bildirildiği halde, eksiklik giderilmeden ve yasada aranan koşullar yerine getirilmeden yapılan ilanen tebligat geçersizdir.Açıklanan nedenlerle; bu davacılar yönünden mahkemece işin esasına girilerek, Hasan kızı Hatice Gürses’in veraset ilamı getirtilip davacıların adı geçenin mirasçısı olup olmadıkları da tespit edildikten sonra, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.