MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak hüküm verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.1) Bilirkişi raporunda emsal alınan satışlar davacı idarece Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca satın aldığı taşınmazlara ilişkin olup özel amaçlıdır. Raporda incelenen diğer emsal satışlar ise değerlendirme tarihi olan 07.10.2009 tarihinden sonra yapıldığından esas alınamaz. Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmazın bulunduğu ... İlçesinden, değerlendirme tarihinden önce ancak bu tarihe yakın zaman içinde yapılan, benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınıp, bildirilen emsaller celp edildikten ve gerektiğinde re’sen emsal de getirtilerek mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılıp taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de gözetilecek şekilde rapor alınması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2) 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin 8. fıkrasının sonuna “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitimi tarihinden itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmü eklenmiş olduğundan, bu hususta karar verilmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.