MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1) Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazda, davacılardan ..., ... ve ...'ın payının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda; adı geçen davacılar yönünden davanın reddine karar verilip, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesi, 2) Davacı vekili tarafından verilen 17.09.2012 tarihli ıslah dilekçesinde, davacılardan ... adına açılan davanın atiye bırakıldığı bildirilmesine rağmen, mahkemece, davayı geri alma şeklindeki bu işleme davalının muvafakat edip etmediği sorulup, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3) Mahkemece, dava konusu taşınmazda hissesi bulunan ve adına açılan davalar atiye bırakılmayan davacılar lehine doğru olarak toplam 749.607,15-TL tazminata hükmolunduktan sonra, infazda tereddüt uyandıracak şekilde, birtakım davacılara ait hisselerin eksik hesaplandığı 23.07.2012 tarihli rapor uyarınca payların dağıtılması yönünde hüküm kurulması, 4) Davacılar vekili tarafından temyiz aşamasında verilen 14.05.2013 havale tarihli dilekçe ile; davacılardan ...'ın dava konusu taşınmazda hak sahibi olamayabileceği ve isim-soyisim benzerliği olabileceği ileri sürülmüştür. Bu durumda, dava konusu taşınmazda 13/2400 oranında pay sahibi olan kayıt maliki ... ile davacı ...'ın ayni kişi olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.