Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11593 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22321 - Esas Yıl 2015





NUMARASI : 2013/329-2015/606Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın önceden kamulaştırıldığı ve süresi içerisinde davacı tarafından açılan bedel arttırım davasının takip edilmemesi sonucu açılmamış sayılmasına hükmedildiği, böylece kamulaştırma işleminin kesinleştiği ve en son açılan tescil davası sonunda da davacı adına olan tapu kaydı iptal edilerek idare adına tesciline karar verilmiş olduğundan, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca, bu yasadan doğan hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahipleri için noter marifetiyle yapılan tebligatla başlar.Kamulaştırma işlemi tapu maliki olan davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi, her ne kadar davacı tarafından süresi içerisinde açılmış bir bedel arttırım davası varsa da, bu dava sırasında davacı idare kamulaştırmadan vazgeçtiğine dair Tapu müdürlüğüne yazı göndermiş ve bu yazı üzerine tapu kaydındaki kamulaştırma şerhi terkin edilmiş, bunun sonunda kamulaştırmadan vazgeçme nedeni ile davacı malik açmış olduğu bedel arttırım davasını takip etmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kaldı ki, taşınmazın kamulaştırma nedeniyle tapusunun iptali ve idare adına tesciline karar verildiği ve bu itibarla 24.05.2013 tarih ve 6487 Sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun geçici 7. maddesi uyarınca artık bedel istenmeyeceği düşünülebilirse de, 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile bu hüküm iptal edildiğinden bu maddeninde uygulanma imkanı kalmamıştır. Yine aynı kapsamda kamulaştırılan başka bir taşınmaza ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İnci(Nasıroğlu)-Türkiye davasında da, mahkeme benzer gerekçeler nedeniyle davacıyı haklı bularak Türkiyeyi tazminat ödemeye mahrum etmiştir.Tüm bu tespitler doğrultusunda kamulaştırma işleminin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacı tarafından açılan bedel arttırım davasının ise Danıştay 6.Dairesinin 21/06/1978 gün ve 977/3405 sayılı kararı ve davalı idarenin kamulaştırmadan vazgeçmesi sonucunda, tebliğ edilmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da gözönüne alındığında taşınmazın idare adına tescil kararının davanın reddi sonucunu doğurmayacağından, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemez,Bu itibarla davacılar ile ölü malik arasındaki hukuki irtibatı sağlayan veraset belgesi ilgilisinden temin edilip, davalı idarece el atılan ve önceden verilen tescil kararı ile de davalı idareye geçen taşınmaz bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile davanın reddine hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.