Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11335 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29851 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bismil Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/10/2014NUMARASI : 2013/790-2014/866Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaza, emsal taşınmaz olarak kabul edilen Türkdarlı Köyü 34 parsel, dosya içerisine alınan 2010/37 Esas sayılı dosyada kabul edilen emsal olup, dava tarihine uyarlanarak m2 birim fiyatı tespit edilmiş ve bu miktar üzerinden el atılan bölümünün bedeli hesaplanmıştır. Bir başka dosyada emsal olarak incelenen taşınmaz esas alınarak, emsal incelenmesine dayanmadan, yazılı şekilde yapılan inceleme kabul edilememiştir.Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.