Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11225 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4785 - Esas Yıl 2016
TARİHİ : 10/06/2015NUMARASI : 2014/16-2015/202Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Davaya konu teşkil eden arazi niteliğindeki taşınmaza, gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-Dosya içinde mevcut tespit formunun, dava konusu taşınmaza ait olmadığı ve davacı tarafça taşınmazda meyve ağacı bulunduğuna dair iddiasının da olmadığı anlaşıldığından, ağaç bedellerine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,2-Ecrimisil talebi yönünden yapılan inceleme yönünden bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihat Birleştirme Kararında; "fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği" vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak, taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinde yöredeki münavebe ürünleri ve bu ürünlerin birim fiyatları ile dekara verim oranları ilgili resmi kuruluşlardan getirtilip, keşif yapılarak tarımsal gelir metoduna göre davacının ilk yıl için uğradığı gelir kaybı hesap edilmeli, sonraki yıllar için ise, üfe oranına göre endeks artış uygulanmalıdır. Ayrıca, alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nun 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.Hal böyle olunca, ecrimisilin dava edilen ilk tarihten itibaren ileriye doğru talep de dikkate alınarak beş yıllık süre için, her yıl ekilebilen münavebe ürünlerinin net geliri esas alınarak veya ilk yıl için yapılan hesaplanmaya TUİK tarafından yayınlanan Üfe oranında artış yapılarak hesaplanması gerekirken, 2014 yılı için hesaplanan net gelirin beş yıla dönüştürülmesi suretiyle hesaplama yapılmak suretiyle ecrimisil bedelinin hatalı olarak tespit edilmesi,3-Davalı idarenin harçtan muaf olduğu gözetilmeden aleyhine harca hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.