Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10930 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3869 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki boçluya ait taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz şerhi işlenilmemesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, boçluya ait taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz şerhi işlenilmemesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının borçlu...’den olan alacağı nedeniyle icra takibine başvurduğu,.... İcra Müdürlüğü’nce borçluya ait taşınmaz varsa tespit edilip tapu kaydı üzerine haciz konulması için Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazıldığı, Tapu Sicil Müdürlüğünce borçlu adına gayrimenkul kaydına rastlanmadığı belirtilerek 10.08.2011’de talebin reddedildiği, .... İcra Müdürlüğü’nün 2009/953 esas sayılı dosyasında borçlunun menkul ve gayrimenkul ile 3. şahıslardaki hak ve alacağına rastlanmadığından 28.207,00 TL alacak nedeniyle davacıya ödeme aciz vesikası verildiği, oysa Borçlu...’e ait taşınmaz bulunduğu ve taşınmazın tapuya yazılan yazıdan ve verilen cevaptan çok daha sonra 3.şahıslara devredildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 38.maddesi “kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ise” tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur.” hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda, borçluya ait taşınmaz bulunmadığının bildirilmesi ve tapu kaydı üzerine haciz şerhinin işlenmemesi nedeniyle bir zararın oluştuğu muhakkak olup, bu zararın tazmininin ise kusursuzluk sorumluluk esasına göre devletten istenebileceği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Borçlu ....e ait taşınmaz başında oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın değeri ve davacının alacak miktarının altında kalıp kalmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.