MAHKEMESİ : Finike Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/05/2013NUMARASI : 2009/95-2013/114Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazimini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15.04.2014 günü temyiz eden davalı idare vekili Av. S..S.. ile aleyhine temyiz olunan davacılar vekilinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R -Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK.nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; 1967 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazın geldisi olan 15 parselin davacıların murisi ile F..B..adlarına tespit edildiği, açılan tespite itiraz davasının da reddine karar verildiği ve adlarına hükmen tescil edildiği, ifrazen de dava konusu parselin oluştuğu, davacılar ve murisleri M.. B..ile 3. şahıslar adına kayıtlı iken, Hazine tarafından taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle açılan dava nedeniyle Finike Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/245 esas-2003/388 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın tamamı kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından tapu kaydının iptaline ve paftasında da müfrez kumluk olarak gösterilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 14.07.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nın 1007.maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece, Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir.Açıklanan nedenlerle, TMK.nın 1007.maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72.maddesindeki (818 sayılı yasanın 66.maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı yasanın 125.maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, iş bu davada zamanaşımı süresi dolmamıştır. Ancak; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihi olan dava tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2009 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, taşınmaza genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz ederek değer biçen geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz eden davalı Hazine yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.100,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.