Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10463 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9829 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı...idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı...idare vekili ile davalı...yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı...idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı...idare vekili ile davalı...yönünden temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Bu nedenle davacı...idare vekilinin tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Bozma sonrasında alınan ve hükme esas olan ek bilirkişi raporunda her ne kadar aynı mahallede bulunan ve bozma kararında dava konusu taşınmazla karşılaştırma yapılması istenen 7482 ada 4 parsel ve 330 parsel sayılı taşınmazların kamu binalarına yakınlığı ve ulaşım imkanı nedeniyle dava konusu taşınmazlardan daha değerli olduğu belirtilerek bozma öncesi bedelin uygun olduğu sonucuna varılmış ise de, dava konusu taşınmazlar ile aynı kök parselden oluştuğu belirlenen ve dava konusu taşınmazlar gibi imar parseli olan 3908 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/394-789 sayılı dava dosyasında m2 değeri aynı dava tarihi için 180,00TL olarak belirlenmiş ve bu karar Dairemizce düzeltilerek onandığından dava konusu parsel bakımından güçlü delil oluşmuştur.Bu nedenle; hükme esas alınan ek bilirkişi raporu inandırıcı bulunmamıştır.Bu durumda; yeni oluşturulacak bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılarak 3908 parsel sayılı taşınmaza biçilen değer de göz önünde bulundurulmak suretiyle alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden geçersiz rapora göre eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.