Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10114 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23558 - Esas Yıl 2015





NUMARASI : 2013/703-2015/96Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliği taşınmazlara taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;İncelenen tapu kayıtlarından, dava konusu taşınmazlardan 445 parsel sayılı taşınmazın Müslüm Yıldız, 421 parsel Ali Yıldız, 444 parsel Kenan Yıldız adına kayıtlı olduğu, davalı temyiz dilekçesinde ise 319 parselin kendi adına kayıtla olmadığını iddia etmektedir.Kamulaştırma Kanununun 14/5. maddesi "İdare tarafından bu kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmazın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik dahil edilmek suretiyle devam olunur" hükmünü içermekte olup, taşınmazı satınalan yeni malikin karar tarihinden sonra sunmuş olduğu, 30/07/2015 havale tarihli temyiz dilekçesinde belirtilen beyanlar ve tapu kayıtları dikkate alınarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken, bu husular dikkate alınmadan karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine , davacı idareden peşin alınan temyiz harcı ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.