MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın dahili davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise husumetten reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar ile ... ve ... İl Özel İdare vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece dahili davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalılardan ... vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. bu nedenle davalı idareler vekillerinin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra davacılar vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ancak alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-) Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken, dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak esas alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın imar planındaki konumları ve vergi değerleri getirtilip karşılaştırılmadan asıl raporda taşınmazın m²'sinin 248,35-TL bulunduğu alınan ek rapor da ise hiçbir benzer özelliği olmadığı belirtilmesine rağmen soyut ifadelerle, resen getirtilen emsal ile mahkemenin isteği üzerine yapılan incelemede dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 10 kat değerli olduğu kabul edilerek 188,10-TL/m² değer belirlendiği dikkate alındığında raporlar inandırıcı görülmemiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak, dava konusu ... Mahallesi ... ada ... parsel no’lu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca incelenerek emsal alınan ... Mahallesi ... ada parsel ve ... Mahallesi ... ada ... parsel no’lu taşınmazların şehir halihazır planındaki konumları, birbirlerine ve hükümet dairesi, sağlık ocağı, okul gibi resmi kurumlara olan mesafeleri fen krokisinde işaretlettirilip, bilirkişi kurulunca incelenen ve değer biçmeye esas alınan mezkur taşınmazların, bilirkişi raporlarında belirtilen tarihteki satışına ilişkin alıcı, satıcı, satış tarihi, satış bedeli ve yüzölçümünü gösterir şekilde tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; bilirkişi raporlarında somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, değerlendirme tarihi olan 2013 yılında, dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca incelenerek emsal kabul edilen mezkur taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılıp, alınacak bilirkişi raporunun denetlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hesaplama yapılan rapora göre karar verilmesi,2-) Bilirkişi raporunda arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre değeri tespit edilerek, bu bedele belirli bir oran uygulanmak suretiyle ecrimisil bedeli belirlenmesi, yöntem itibariyle doğru değildir.Bu itibarla, arsalarda ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın bulunduğu mevkide arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyorsa nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmesinin ibraz ettirilerek, mahallinde keşif yapılıp alınacak rapora göre hüküm kurmak gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,3-) Davalılardan ... yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verildiğine göre; lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi çerçevesinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemiş olması,4-) Davacıların tamamının adının gerekçeli kararda yazılmaması,5-) Dava konusu taşınmaz tapuda ... adına kayıtlı olup, davacı vekilince isim tashihi yapıldığı beyan edilmesine rağmen, buna dayanak oluşturan belgeler getirtilmeden Adile ÖDEMİŞ tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi,Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı Afet ve Acil Durum Yönetmenliği Başkanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.