Tebliğname No : YE - 2012/223516MAHKEMESİ :İzmir(Kapatılan) 4. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ :02/11/2011NUMARASI :2010/2048 - 2011/1230SUÇ :Basit yaralamaBasit yaralama ve hakaret suçlarından sanık A.. A..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000 Türk lirası ve 1.500 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair, (İZMİR) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/11/2011 tarihli ve 2010/2048 esas, 2011/2048 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 31/08/2012 gün ve 223516 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında;“Dosya kapsamına göre;1-Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanan ve hakarete uğrayan müşteki Z.. Y..'nın, 19/04/2011 tarihli oturumda sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle, bu müştekiye yönelik kasten yaralama ve hakaret suçundan dolayı açılan kamu davasının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar vermek gerektiğinin gözetilmemesinde,2-Sanık hakkında, mağdur Z.. Y.. ve müşteki A.. D..'a karşı olan kasten yaralama eylemleri ile ilgili ayrı ayrı kamu davası açılmış olması karşısında, sanığa isnat edilen her iki suçu ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinin gözetilememesinde ve yaralama suçundan kurulan hükmün hangi kişiye karşı işlendiğinin kararda gösterilmemesinde,İsabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Sanık Abdülkadir Altuğ hakkında Mağdur Z.. Y..ya karşı hakaret ve yaralama, Müşteki A.. D..’a karşı ise yaralama suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamudavası açıldığı, duruşmada Mağdur Zihni’nin şikayetinden vazgeçtiği, Müşteki Ahmet’in ise şikayetçi olduğu, Mahkeme tarafından sanığın TCK’nın 86/2,62 ve 52. maddeleri uyarınca 2000 TL, TCK’nın 125/1, 62,52. maddeleri gereğince de 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın kesinleşmesinden sonra, infaz aşamasında mağdur Zihni’nin 19/04/2011 tarihli oturumda şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen, bu husus gözetilmeden ve sanığın kime karşı hangi eyleminden dolayı hüküm kurulduğu gösterilmeden cezalandırılmış olduğu belirlenerek, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Kovuşturması şikayete bağlı olan suçta, hükümden önce gerçekleşen şikayetten vazgeçme nedeniyle, CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca, kamu davasının düşürülmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ve sanık hakkında hangi eylemden dolayı hangi hüküm kurulduğunun gösterilmememesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5237 sayılı TCK'nın 131/1. maddesinde “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." TCK'nın 86/2. maddesinde “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” Aynı Kanunun 73. maddesinin 4. fıkrasında ise “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.02.2005 tarih ve 2005/6-16-2005/14 sayılı ve 6. Ceza Dairesinin 29.01.2008 tarih ve 10133-673 sayılı kararlarında açıklandığı üzere sanığın, her bir yakınana karşı eylemleri için denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulama yapılması gerekir, toplu uygulama yapılması 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesinin ruhuna aykırı olacaktır.İncelenen dosyada; mağdur Z.. Y..’nın 19/04/2011 tarihli oturumda şikayetinden vazgeçmiş olması nedeniyle, sanık hakkında bu mağdura karşı basit yaralama ve hakaret suçlarından açılan kamu davalarının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetten vazgeçme beyanı dikkate alınmadan kurulan mahkumiyet hükümlerinin hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır.Yine istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları gereğince, sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, sanığın hangi mağdura karşı eyleminden uygulama yapıldığı belli olmayacak biçimde karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğu görülmektedir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden, Basit yaralama ve hakaret suçlarından sanık A.. A.. hakkında verilen, (İZMİR) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/11/2011 tarih ve 2010/2048 esas, 2011/1230 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan Kanun maddesinin 4/a fıkrası uyarınca bozma doğrultusunda sanığın her bir mağdura karşı eylemlerinden ayrı ayrı hüküm kurulmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına,16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.