Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 90 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29585 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 2 - 2011/37349MAHKEMESİ : Dursunbey Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/10/2010NUMARASI : 2010/65 (E) ve 2010/233 (K)SUÇLAR : Yaralama, hakaretYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığa haksız tahrik indirimi uygulanırken katılanların hangi eylemlerinin sanık açısından haksızlık teşkil ettiğinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde hükmün gerekçesinde açıklanmaması suretiyle CMK'nın 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,2-TCK'nn 129/1-3. maddelerine göre hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi ya da karşılıklı olması durumunda verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Maddede yer alan düzenleme, genel nitelikli haksız tahrik indirimi düzenleyen TCK'nın 29. maddesinden farklı olarak sadece hakaret suçuna özgülenmiş özel bir indirim ve cezasızlık halidir. Somut olayda sanığın, haksız bir fiil etkisinde kalarak hakaret suçunu işlediği kabul edildiğine göre; sanığa ceza vermekten vazgeçilip geçilmeyeceği tartışılmadan kanuni indirimin TCK'nın 129/1 maddesi yerine, 29. maddesine göre yapılması,3-Tekerrüre esas alınan Dursunbey Sulh Ceza Mahkemesinin 26.12.2005 tarih ve 355/385 sayılı ilamı ile verilen cezada, hükme esas olan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 91/5. maddesinin, hüküm tarihinden sonra 6217 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile idari para cezasına dönüştürülmesi karşısında, yaralama ve hakaret suçlarının hapis ve adli para cezası şeklinde seçenekli yaptırım içermesi, TCK'nın 58/3. maddesinin, tekerrür halinde hapis cezasına hükmolunacağına dair düzenlemesi gözetildiğinde, hangi gerekçe ile hapis cezasının tercih edildiği hükümde açıklanmadığından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş ve sanık İ.. G.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.