Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 794 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28651 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : TehditHÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, Mahkemenin açıklanması geri bırakılan 05.03.2009 tarihli hükmünün, 28.10.2010 tarihli karar ile sanığın müşteki ...'e karşı tehdit eylemi, 02.06.2011 tarihli kararıyla da müşteki ...'e karşı tehdit eylemi nedeniyle ayrı ayrı açıklandığı, 28.10.2010 tarihli ilk hükmün açıklanması kararının duruşma açılmadan verildiği, her iki hükmün bir bütün teşkil etmesi nedeniyle ayrı ayrı hüküm kurulamayacağı, temyiz dilekçesinde her iki hükmün de temyiz edildiği, belirlenerek dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Başkaca hususlar yerinde görülmemiştir.Ancak,1-28.10.2010 tarihli hükmün açıklanmasıyla ilgili olarak, CMK'nın 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece duruşma açılarak, sanığın duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorularak yapılan yargılama sonucuna göre aynı Kanunun 230. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında bulunması gereken bütün hususlar da gözetilerek yeniden hüküm kurulması ve bu hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde sanık duruşmaya davet edilmeksizin karar verilmesi, 2-Sanığın, müştekiler ... ve ...'e karşı, elindeki bıçağı göstererek "yaklaşanı öldürürüm" demesi şeklindeki tehdit eyleminin tek fiil ile gerçekleştirilmesi karşısında, TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması gerekirken, müşteki sayısınca hüküm kurulması,3-TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, 4-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.