MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, hakaretHÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre müştekilerin kendilerine sanığın tehdit ve hakaret ettiğine yönelik anlatımları karşısında, TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye bu nedenle iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;Başkaca hususlar yerinde görülmemiştir.Ancak,1-Sanığın, tanıklarla birlikte oğlu Mevlüt'e ait ev eşyaları taşımak amacıyla suça konu evde bulundukları sırada, müştekilerin birlikte gelip kapıyı açmalarını istedikleri, açılmayınca kapıyı kırarak içeri girdikten sonra tehdit, hakaret ve yaralama suçlarını işlemeleri karşısında, sanık hakkında, hakaret eyleminden TCK'nın 129. maddesindeki haksız tahrik hükmünün, tehdit eylemin bakımından ise aynı Kanunun 25. maddesinde belirtilen meşru savunma veya 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,2-TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının belirtilmemesi, 3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ... gün ve ... sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'un temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.