Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1- 5237 sayılı TCY.nın 7/2, 5252 sayılı Yürürlük Yasasının 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanıp ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılarak sonuç itibariyle hangi yasanın lehe olduğunun belirlenmesi ve bu durumun denetime olanak verecek biçiminde hükmün gerekçesinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2- Kabule göre de;a)- 5237 sayılı TCY.nın 61,maddesinde yer alan ölçütler ile aynı yasanın 3.maddesinde yer alan "eylemin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi" ilkesi çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, hakkaniyet ölçütleriyle bağdaşmayacak biçimde alt sınırdan uzaklaşılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,b)- 5237 sayılı TCY.nın 53/1.maddesinin (c) bendinde öngörülen hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye a,b,d ve e bentlerinde öngörülen hak yoksunluklarının ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,Yasaya aykırı ve sanık H.. B..'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.