##########MAHKEMESİ :##########Sulh Ceza Mahkemesi##############################SUÇLAR : Tehdit, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması##########HÜKÜMLER : Mahkumiyet####################Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir. Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile mağdurun yanında olayın tek tanığı ... olduğu halde sanığın yanına gittiğinin kabul edildiği, oysa ki iddianamedeki, mağdur ve sanık anlatımlarından mağdurun sanığı telefon ile arayarak mahkemece velayeti kendisine bırakılan çocuğu kendisine getirmesini istediğinin anlaşılması karşısında, tanığın sanığın telefonda mağduru tehdit ettiğine ne şekilde muttali olduğu araştırılmadan yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,2-Tarafların ortak çocukları ...'ın velayetinin mağdur anneye verildiği ancak, tarafların aralarında çocuğun bir hafta sanıkta bir hafta mağdurda kalması şeklinde anlaştıkları; çocuğun olaydan önce iki hafta süreyle annesinde kalması üzerine, sanığın da iki hafta süreyle kendisinde kalması gerektiği inancıyla çocuğu annesine götürmediği şeklindeki savunması doğrulandığı takdirde suçun unusurlarının oluşmayacağının gözetilmemesi,3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.