MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : TehditHÜKÜM : MahkumiyetBozmaya uyularak Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Sanık hakkında düzenlenen ve dosya içerisinde yer alan Kocaeli Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 09.10.2009 tarihli raporunda sanığın TCK’nın 32. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin ve cezai ehliyetinin bulunmadığının belirtilmesi, yine dosya içinde onaylı sureti yer alan ve sanık hakkında Karamürsel Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/520 esas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 21/05/2014 tarihli raporuda, sanığın 22.04.2009 tarihinde işlediği kasten yaralama ve hakaret suçları yönünden cezai sorumluluğu olmadığının, hakkında ilgili madde gereğince koruma ve tedavi amaçlı akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının uygun bulunduğunun belirtilmesi, Kocaeli Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nca düzenlenen 22.01.2016 tarihli raporda ise cezai ehliyetini engelleyecek düzeyde psikopatolojisi olmadığının ve TCK'nın 32. maddesinden yararlanamayacağının bildirilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca sanığın “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda raporlar arasındaki çelişkilerin Adli Tıp Kurumu Kanunundan görüş alınarak yöntemince giderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Kabule göre de,02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.