Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5654 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 370 - Esas Yıl 2006





Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede :5237 sayılı Türk Ceza Yasasının "zaman bakımından uygulanma" başlıklı 7.maddesinin 2.fıkrasında, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." biçimindeki hükmün 1.6.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümler açısından uygulanma yöntemine ilişkin ayrıntılar 5252 sayılı TCY.nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 9.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1.fıkrasında, "1.6.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak TCK.nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceği" belirtilmiş olmasına karşın, bu düzenlemenin genel kural niteliği taşımadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle failin lehine olan yasa hükmünün uygulanabilmesi açısından hangi durumlarda duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiğinin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Önceki ve sonraki yasa hükümlerinden hangisinin fail (sanık) lehine olduğunu saptamak için her bir somut olayı Y.C.G.Kurulunun 4.3.2003 gün, 2003/9-24 E, 2003/20 K. sayılı kararları doğrultusunda irdeleyerek;1-Herhangi bir inceleme ve araştırmayı,2-Kanıt tartışmasını,3-Takdir hakkının kullanılmasını,4-Sonraki yasayla değiştirilen suçun öğelerinin yeniden değerlendirilmesini,gerektiren hallerde duruşma açılarak; belirtilen hallerin dışında ise, 5252 sayılı Yasanın 9/1 maddesi uyarınca lehe olan hükümlerin derhal uygulanabilmesi olanaklı bulunduğundan, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmesi gerekir.Yeni TCY.nda erteleme konusunda yeni ölçütler öngörülmüş, tehdit eyleminin görevliye yönelik sövme suçunda artırıcı unsur olmaktan çıkarılmış ve sövme suçunun birden çok kişiye aynı eylemle gerçekleştirilmesi halinde zincirleme sç hükümlerinin uygulanmasına olanak tanınmış bulunması karşısında; incelenen dosyada takdir hakkının kullanılmasının gerekli olduğu anlaşıldığından, fail lehine olan yasanın, TCYasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesinde öngörülen yönteme uygun ve duruşmalı olarak belirlenmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık Murat Akkuş'un temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.06.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.