Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 534 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12054 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, yaralama, hakaret HÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü: A- Temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca O Yer Cumhuriyet Savcısının, sanık hakkında, müşteki ... yönelik yaralamaya teşebbüs suçu ile ilgili olarak tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,B- Sanığın, müşteki...'e yönelik hakaret ve müşteki ...'a yönelik yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince,Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; 1- Sanığın, müşteki...'e yönelik hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği, Anlaşıldığından sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Sanığın, müşteki ...'a yönelik yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerle ilgili olarak ileri sürülen başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;a- Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken açıklanan bu hususlara uyulmayarak;Sanık ile babası olan müşteki İbrahim arasında geçen ve başka hiç kimsenin tanık olmadığı olayda sanığın aşamalarda suçlamaları ısrarla reddetmesi, müştekinin ise soruşturma evresinde oğlu olan sanığın kendisini öldürmekle tehdit edip hakaret ettiğini beyan etmesi ve ölmesi nedeniyle kovuşturma aşamasında dinlenilmemesi karşısında, sanığın hangi sözlerle hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği ve müşteki ile sanığın anlatımları birlikte değerlendirilerek, hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp, haksız tahrik hükümlerinin uygulanma ihtimali de araştırıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, b- Kabule göre de ; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.