Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5218 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 41475 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : TehditHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, hakkında hükmün açıklanması geri bırakılan ve CMK’nın 231/8. maddesinde üç bent halinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumu değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, denetim süresi için kasıtlı suç işleyen sanık hakkında hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi yasaya aykırı ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı belirlenerek yapılan incelemede;1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2-Kabule göre ise, Sanık hakkında verilen ve CMK'nın 231. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümden sonra deneme süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; CMK'nın 230, 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan Anayasa'nın 141. ve 5271 sayılı CMK'nın 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.