Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4903 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 38245 - Esas Yıl 2013





Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:A-Sanık ...'un ...'ı yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın niteliğine göre karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık, dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu, Anlaşıldığından, sanık ...'un tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,B-Sanık ...'un ... karşı mala zarar verme, sanık ...'ın ...'u yaralama eylemlerinden verilen mahkumiyet kararlarında, öngörülen cezaların nitelik ve niceliklerine göre, verildikleri tarih itibariyle hükümleri temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanıklar ... ile ... müdafiinin, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE, C-Sanık ... hakkında yasak silah taşıma suçundan hükmolun mahkumiyet kararının incelenmesinde;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Sanığa yükletilen yasak silah taşıma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak, 1-)TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kenai altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, 2-)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımda, “sanık hakkında TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek ve aynı maddeden “(b) ibaresinin çıkartılmak” biçiminde, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, davanın esasına ve başkaca yönleri Yasaya uygun bulunan hükmün bu bağlamda DÜZELTİLEREK ONANMASINA, D-Sanıklar ... ve ...'ın, katılan-sanık ...'un tehdit ve sanık ...'un katılan-sanıklar ... ve ...'ı tehdit eylemlerinden kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince,Başka husular yerinde görülmemiştir. Ancak;1- İddia, savunma ve tanık anlatımları ile olayın çıkış sebebi üzerinde durularak sanıklar Yusuf ve Kadir ya da sanık Orhan hakkında TCK'nın 29. maddesindeki tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,2-Sanık ...'ın TCK'nın 106/2-a ve c bentleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilirken, alt sınır aşılarak temel cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3-TCK'nın 106/2-a-c maddelerinden kurulan hükümlerde, sonuç cezaların 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 13 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, 4-TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının belirtilmemesi, 5-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki onama düşüncesine aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.