Tehdit, kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ....'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1 (iki kez), 86/2 (iki kez) ve 125/1 (iki kez) maddeleri uyarınca 6 ay hapis, 4 ay hapis ve 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezaların infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2012/905 esas, 2012/884 sayılı kararının, ... Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2014 gün ve 4937 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 11/11/2009 tarihli ve 2009/704 esas, 2009/951 sayılı kararına konu 2.000 Türk lirası adlî para cezasının, karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305/1-son maddesi uyarınca kesin nitelikte olması karşısında, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit, kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık .... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli kararıyla, hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükümlerine yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Adli sicil kaydında yer alan ve hüküm tarihi itibariyle kesin nitelikte adli para cezası verilerek açıklanması geri bırakılan ilamın, tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.Buna göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir suç işleme kararının icrası çerçevesinde bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla kişiye karşı aynı suçun tek bir fiille işlenmesi gerekmektedir. İnceleme konusu somut olayda; sanık ...’ın ilk olarak köy kahvesinde .... ile tartışıp kavga ettiği ve ona sinkaflı sözlerle hakaret ettiği, akabinde ...’nın eve giderek durumu babası olan müşteki ....’ya anlatması üzerine, her ikisinin birlikte muhtarlık binasına geldikleri ve burada karşılaştıkları sanık ...’in her iki müştekiye karşı “yarın nasıl kahveye çıkacaksınız hepinizi öldüreceğim” diyerek tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, tehdit suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle, zincirleme suç hükümleri gereği tehdit suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi ile artırılması gerekirken, her bir müşteki için ayrı ayrı ceza verildiği görülmektedir.Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. ....'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın ... Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 08.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.