Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 474 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18132 - Esas Yıl 2016





Tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 43, 29, 62/1 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 500 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Espiye Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli ve 2015/215 esas, 2016/75 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07.11.2016 gün ve 94660652-105-28-3139-2016-Kyb sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/11/2016 günlü ve 2016/390080 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,Dosya kapsamına göre, sanığın müştekiler ... ve ...'ü "Siz göreceksiniz, size soracağım" şeklinde tehdit etmesinden ibaret somut olayda, sanığa isnat edilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle kapsamında kalan basit tehdit suçunun takibi şikâyete bağlı suçlardan olmasına nazaran, müşteki ...'ün soruşturma safhasında alınan 24/02/2015 tarihli ifadesinde olay nedeniyle şikayetinin bulunmadığını beyan ettiği cihetle, sanık hakkında suçun bir fiille birden fazla kişiye yönelik gerçekleştirilmesine ilişkin 5237 sayılı Kanun'un 43/2. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı gözetilmeyerek fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır,TÜRK MİLLETİ ADINA1-OlaySanık ... hakkında iki ayrı müştekiye tehdit suçundan açılan davada, Espiye Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2016 tarih ve 2015/215 esas, 2016/75 karar sayılı ile , sanığın TCK'nın 106/1-2 cümle, 43, 29, 62 ve 52/2-4 maddeleri uyarınca sonuç olarak 500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair temyiz edilmeyerek kesinleşen kararında, müştekilerden ...'ün soruşturma aşamasında, 24/02/2015 tarihli ifadesinde sanık hakkında şikayetçi olmadığı, bu durumda eylemin birden fazla kişiye karşı gerçekleştiğinin kabulü ile sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde sanığa tayin edilen cezanın 43. madde ile artırılması usul ve kanuna aykırı bulunduğundan kanun yararına bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.2-Hukuksal DeğerlendirmeDosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1-2 cümle kapsamındaki basit tehdit suçunun takibinin şikayete bağlı bulunduğu ve müştekilerden ...'ün soruşturma sırasında alınan 24/02/2015 tarihli beyanında sanık hakkında şikayetçi olmadığını bildirdiği, bu durumda tehdit eyleminin iki kişiye karşı değil müşteki ...'e karşı gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği olayda, koşulları bulunmayan TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasına yasal olanak olmadığı halde sanığa TCK'nın 106/1-2 cümle ile verilen cezanın 43. madde ile artırılarak fazla ceza tayin edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmakla,3-Sonuç ve KararYukarıda açıklanan nedenlerle;Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Espiye Asliye Ceza Mahkemesin'ce verilip kesinleşen 01/02/2016 gün ve 2015/215 esas, 2016/75 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, ancak, bozma nedenine göre bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMK'nın 309. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, kararda ceza tayinine ilişkin önceki hükmün çıkartılarak yerine, TCK'nın 106/1-2 cümle ile 30 gün, 29 madde ile 1/6 indirimle 25 gün, 62 madde ile 1/6 indirimle 20 gün, 52/2 madde ile bir günü 20 TL hesabıyla 400 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, infazın buna göre yapılmasına, karardaki diğer hususların aynen bırakılmasına, 05.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.