Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 451 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34496 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 4 - 2013/168968MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/12/2012NUMARASI : 2006/1375 (E) ve 2012/677 (K)SUÇLAR : Tehdit, hakaret, mala zarar verme, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: A)Sanık K.. B.. hakkında tehdit ve hakaret suçlarından verilen beraat kararlarının gerekçesine yönelik bulunmayan temyizde sanığın hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, sanık K.. B.. müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, B)Diğer sanıklar hakkında kurulan hükümlerin temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Gerekçeli karar başlığında, sanık B... D..'ın “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun “İftira” suçu olarak gösterilmesi ve hakaret suçundan kurulan tüm hükümlerde uygulanan Kanun maddesinin TCK'nın 125/3-a ve c bentleri yerine anılan maddenin b ve c bentleri olarak belirtilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi olarak hata kabul edilmiştir.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanık Birtaç'a yükletilen tehdit, hakaret ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, sanık Gürkan'a yükletilen mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Sanık Gürkan hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümde, müşteki polis memurlarının haksız eyleminin bu suç bakımından TCK'nın 29. maddesinin uygulanmasına olanak sağlamayacağının gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı; ayrıca sanığın tutuklu halde geçirdiği sürenin TCK'nın 63. maddesi uyarınca cezalarından mahsubuna karar verilmemiş ise de, bu husus infaz aşamasında gözetilebileceğinden bozmayı gerektirmediği, Sanık Birtaç hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna ilişkin cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından,1- Sanık Birtaç'ın başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve sanık Gürkan müdafiinin mala zarar verme suçlarına ilişkin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Sanık Birtaç hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere gelince; a)Tehdit suçundan kurulan hükümde, 1 yıl 10 ay 15 gün yerine “1 yıl 10 ay 17 gün” şeklinde fazla ceza belirlenmesi, b)Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerde, TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının düşünülmemesi, Kanuna aykırı ve sanık Birtaç Daldır'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktalarının; tebliğnameye uygun olarak, a)Tehdit suçundan verilen hapis cezasının 1 yıl 10 ay 15 güne indirilmesi, b)Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere, “TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesine,” ibaresinin eklenmesi, biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin bu bağlamda ONANMASINA, 3- Sanık Gürkan hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; a)Tehdit suçundan kurulan hükümde, hesap hatası sonucu 1 yıl 6 ay 22 gün yerine “1 yıl 6 ay 23 gün” şeklinde fazla cezaya hükmedilmesi, b) Hakaret suçundan kurulan hükümde sonuç cezanın “1 yıl 15 gün” yerine “1 yıl 14 gün” olarak eksik tayin edilmesi, c)Sanığın tutuklu halde geçirdiği sürenin TCK'nın 63. maddesi uyarınca cezalarından mahsubuna karar verilmemesi,d)Hakaret ve tehdit suçlarından verilen uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık Gürkan hakkında, TCK'nın 53/2-3. madde ve fıkraları göz önünde bulundurularak aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, e)Suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan sanık hakkında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirilerek TCK'nın 62. maddesinin uygulanması, hapis cezalarının ertelenmesi karşısında, CMK’nın 231/6-b maddesinde açıklanan “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” irdelenip “yeniden suç işleyip işlemeyeceği” değerlendirilerek, lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, CMK'nın 231/7. maddesine yanlış anlam yüklenerek, sanığa verilen hapis cezalarının ertelendiği biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle, anılan Kanun hükmünün uygulanmamasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık G.. Y.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşüncenin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.