##########MAHKEMESİ :##########Sulh Ceza Mahkemesi##############################Suç : Tehdit##########HÜKÜM : Mahkumiyet####################Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-5237 sayılı TCK'nın 106/1. maddesinde tehdit suçunun temel şekli düzenlenmişken, sair tehdit suçuna ilişkin 2. cümlesinde "sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise" ibaresine yer verilerek, sair tehdidin "kötülük bildirimi" tarzında yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeden hareketle hayat, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı değerlerine yönelik tehdit dışında kalan bir ifadenin, sair tehdit olarak kabul edilebilmesi için açık bir kötülük bildirimi ve kastını içermesi veya oluşa göre tereddüde mahal vermeyecek şekilde bu yönde algılanması gerekmektedir. Bu nedenle, özellikle haksız bir fiil veya hukuksuz bir uygulamaya tepki olarak ortaya konulan ve yasal yollara başvuruyu da içinde barındırabilecek tarzda yorumlanabilecek ifadeler, sözlerin sarfedildiği doğal ortamın bütünlüğü içerisinde değerlendirildiğinde, tehdit suçunun oluşması için aranan uygunluk, elverişlilik, yeterlilik koşullarını içermeyecektir.Bu açıklamalar ışığında; sanığın, katılanın annesinin maaşını aldığına ve olay günü katılanı telefonla arayarak aylığı kendilerinin almayı hak ettiklerini söylediğine ilişkin savunması ile sanığın katılana telefonda “biz o aylığı almayı hak ettik, nereye danışırsanız danışın yine de alacağız, bundan sonra sizin oturduğunuz evi almak için annemden imza alacağım, ben yarın Hacımusa'ya geleceğim, senin donuna kadar alacağım” şeklindeki sözleri sarfettiğinin belirlenmesi karşısında; olayın gelişimi yukarıda yer verilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, bu sözlerin “gerçek bir tehdit” niteliğinde olmayıp, hukuka uygun olmayan davranışa karşı eleştiri, tepki ve yasal yollara başvurma isteminin bir tezahürü olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerine, mahkumiyetine hükmolunması,2-Kabule göre de, a)Katılanın, sanığın kendisini tehdit ettiğine dair soyut beyanına ve görgüye dayalı bilgisi olmayan babası tanık ...’nun anlatımlarına ne suretle itibar edildiği açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,b)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.03.2016 tarihinde, üye Nihat Altınok’un farklı gerekçelerle hükmün bozulması yönünde oybirliğiyle karar verildi.