ÖZET: ANAYASA’NIN “HAK ARAMA HÜRRİYETİ” BAŞLIĞI İLE DÜZENLENEN 36. MADDESİ İLE TARAF OLDUĞUMUZ AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NİN 6. MADDESİNDEKİ “ADİL YARGILANMA” İLKESİ KARŞISINDA; DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE İLİŞKİN YÜKÜMLÜLÜKLERE AYKIRI DAVRANAN SANIK HAKKINDA, 5271 SAYILI CMK’NIN 231/11. MADDESİ GEREĞİNCE, HÜKMÜN AÇIKLANMASINA KARAR VERİLEBİLMESİ İÇİN ÖNCELİKLE CEZA YARGILAMASININ ‘VASITASIZLIK’, ‘ALENİLİK’ VE ‘SÖZLÜLÜK’ İLKELERİ GEREĞİ DURUŞMA AÇILARAK, YARGILAMADAN HABERDAR EDİLMELİ VE HÜKMÜN GEREK??ESİNDE İDDİA, SAVUNMA, SANIĞIN LEHİNE VE ALEYHİNE OLAN TÜM KANITLAR, SABİT KABUL EDİLEN OLAYLAR VE SUÇUN YASAL ÖĞELERİNİN NASIL OLUŞTUĞU AÇIKLANIP, TARTIŞILMALI VE DAYANAKLARI GÖSTERİLMELİDİR.Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranan sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi gereğince; geri bırakılan hükmün açıklanması, durumunun yeniden değerlendirilmesi, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulması olanaklı olduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 223/1. maddesindeki ‘Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.’ ve 231/1. maddesindeki ‘Duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.’ düzenlemeler, Anayasa’nın ‘hak arama hürriyeti’ başlığı ile düzenlenen 36. maddesindeki ‘herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.’ hükmü ve taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki ‘adil yargılanma’ ilkesi karşısında; hükmün açıklanmasına karar verilebilmesi için öncelikle ceza yargılamasının ‘vasıtasızlık’, ‘alenilik’ ve ‘sözlülük’ ilkeleri gereği duruşma açılarak, sanığın, hakkında yapılan yargılamadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hükmün gerekçesinde de iddia, savunma, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm kanıtlar, sabit kabul edilen olaylar ve suçun yasal öğelerinin nasıl oluştuğu açıklanıp, tartışılması ve dayanaklarının gösterilmesi gerektiği düşünülmeden, Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ile 230. maddelerine aykırı davranılmak suretiyle hiçbir gerekçeye yer verilmeden yazılı şekilde dosya üzerinde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık Alparslan’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKMÜN başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.