Tebliğname No : KYB - 2015/291798Tehdit suçundan sanık M.. B..'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-c, 43/2 ve 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın anılan Kanun'un 53/l-a,b,d,e maddesinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesindeki haklarını kullanmaktan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına; tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Kanun'un 106/2-c ve 43/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın anılan Kanun'un 53/1-a,b,d,e maddesinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesindeki haklarını kullanmaktan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına dair, Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2009 tarihli ve 2008/647 esas, 2009/762 karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2015 gün ve 291798 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/2. maddesinde yer alan "Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz." ve 3. fıkrasındaki "Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz." şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanıkların anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanıklar ...ve ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2009 tarihli kararıyla hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verildiği, sanıkların yokluğunda verilen kararın yöntemince tebliğinden sonra, sanık M.. B..'nin temyizi, Dairemizin 06.11.2013 tarihli ve 2013/18105 esas, 2013/27235 sayılı kararı ile süre yönünden reddedilerek hükümlerin kesinleştiği ve infaz sırasında kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluğuyla ilgili aynı Kanun maddesinin 3. fıkrasındaki sınırlandırıcı hükmün dikkate alınmamasına dair hukuka aykırılığa ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Kanun yararına bozma kurumunda geçerli olan “istekle bağlılık kuralı” gereğince, sanıklar hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılan incelemede;5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesinde "Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz" hükmü yer almaktadır.İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tehdit suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilen sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCY'nın 53. maddesinin 3. fıkrası hükmü gözetilmeden, aynı Kanun maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d) ve (e) bendindeki haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya, (c) bendinde belirtilen haklardan ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Ancak mahkemenin TCK'nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğuyla ilgili, aynı Kanun maddesinin 3. fıkrasındaki sınırlandırıcı hükmün yalnızca “kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından”uygulanmayacağının gözetilmemesi hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Tehdit suçlarından sanıklar M.. B.. ve ... hakkında, Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2009 tarihli ve 2008/647 esas, 2009/762 sayılı kararının, CMK'nın 309. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,2- Karardaki hukuka aykırılık aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da gözetilerek, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibareleri çıkartılmak ve aynı Kanun’un 53/1-c maddesi uyarınca hükmedilip koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği belirtilen hak yoksunluğunun başına, "kendi alt soyu üzerindekilerle sınırlı olmak üzere" ibaresinin eklenmesi,biçiminde DÜZELTİLMESİNE,3- Kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.