Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 40228 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22508 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : KYB - 2015/246887Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli S.. Ş.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen bila tarihli ve 2014/10303 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, Alanya Sulh Ceza Hakimliğinin 05/12/2014 tarihli ve 2014/1335 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/07/2015 gün ve 246887 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında yeterli delil olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında. Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müşteki S.. G.. tarafından şikâyet konusu yapılan tehdit ve hakaret şeklindeki eylemlerin bilgi sahibi olarak dinlenen B.. G.. ve E.. G.. tarafından da doğrulanması karşısında, şüphelinin üzerine atılı suçların delillerinin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli S.. Ş.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/10303 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararıyla, şüphelilerin müştekiyi tehdit ve hakaret ettiklerine dair müştekinin soyut iddiasından başka, kamu davası açmaya yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki S.. G.. vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, Alanya Sulh Ceza Hakimliğinin 05/12/2014 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı müşteki vekilinin tanık beyanlarının dikkate alınmadığına ilişkin müracaatı üzerine, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara, müşteki vekili tarafından tanık beyanları dikkate alınmadan karar verildiği gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir. CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir. İnceleme konusu somut olayda; Şikayetçi S.. G.. ile eşi olan Z.. G.. arasında ailevi nedenlerden dolayı anlaşmazlık bulunduğu, olay tarihinde yaşadıkları tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüştüğü ve olay yerine jandarma ekiplerinin gelerek haklarında yasal işlem yaptığı sabittir. Şikayetçi, bu olaylar nedeniyle sonradan olay yerine gelen şüpheli S.. Ş..'in ismini vererek kendisine tehdit ve hakarette bulunduğundan dolayı şikayetçi olmuştur. Bu şikayet üzerine, şikayetçinin kardeşi olan B.. G.. ve yine yengesi olan E.. G..'ın 14.07.2014 tarihinde verdikleri beyanlarında iddiaları doğrulamaları karşısında; CMK'nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli S.. Ş.. hakkında tehdit ve hakaret suçlarından iddianame düzenlenebilmesi için suçların işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüpheli S.. Ş..'in eylemlerinin sübut bulup bulmadığı hususunun, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara göre, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair mercii kararı hukuka aykırıdır. Açıklanan nedenlerle itirazın reddine ilişkin merci kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Alanya Sulh Ceza Hakimliğinin 05/12/2014 tarihli ve 2014/1335 değişik iş sayılı kararının, şüpheli S.. Ş..’in tehdit ve hakaret eylemleri yönünden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.