Tebliğname No : KYB - 2015/245846Kasten yaralama, tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçlarından sanık Ö.. K..'ın5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-a, 106/2-a, 43/2, 32/2 ve 62/1 ve 6136 sayılı Kanun'un 15/1. maddeleri uyarınca 4 ay 5 gün hapis (2 kez), 1 yıl 8 ay 25 gün hapis (iki kez), 4 ay 5 gün hapis ve 320 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, sanığın suçu işlediği sırada davranışlarını yönlendirme yeteneğini kısmen yitirdiğinin tespit edildiğinden, aynı Kanun'un 57/6. maddesi uyarınca hapis cezalarının yarısı oranında yüksek güvenlikli akıl hastanesinde tedavi tedbiri uygulanmasına dair, Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2014 tarihli ve 2014/170 esas, 2014/511 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.07.2015 gün ve 245846 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,1-Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 16/07/2014 tarihli raporu ile 5237 sayılı Kanun'un 32/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilen sanığa. 5271 sayılı Kanun'un 150. maddesi uyarınca müdafi tayininin zorunlu olduğu gözetilmeden yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanmasında,2-Sanığın b??çağı müştekilere göstererek "beni kızdırmayın, her şey benim istediğim gibi olacak, gerekirse evde tek ben yaşayacağım, yoksa ben size yapacağımı bilirim, sizi öldürürüm" şeklinde sözlerle her iki müştekiyi de aynı anda tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, tehdit suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle, zincirleme suç hükümleri gereği tehdit suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın Türk Ceza Kanunu'nun 43/2. maddesi ile artırılması gerekirken, her bir müşteki için ayrı ayrı ceza verilmesinde.İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Kasten yaralama, tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçlarından sanık Ö.. K.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2014 tarihli kararıyla, hapis ve adli para cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infazı aşamasında, savunma hakkının kısıtlandığı ve tehdit suçundan TCK'nın 43/2. maddesi uygulanması gerekirken ayrı ayrı ceza verildiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:a- Akıl zayıflığı olan sanıkla ilgili yapılan yargılamada, CMK’nın 150/2. maddesindeki amir hükme aykırı olarak, müdafii görevlendirilmemesine,b- Sanığın aynı sözleriyle her iki mağdura yönelik tehdit eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine, yönelik hukuka aykırılıklara ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:1- Akıl zayıflığı bulunan sanığa müdafii atanmaması,5271 sayılı CMK’nın “müdafiin görevlendirilmesi” başlıklı 150. maddesinde; “(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. (2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir......” hükümleri yer almaktadır.Öte yandan Anayasa'nın 36. maddesi ve İHAS'ın 6. maddesiyle koruma altına alınan adil yargılama ilkesi uyarınca da zeka geriliği nedeniyle kendisini yeterli ölçüde savunamayacak ve yargılama sürecine etkin katılım sağlayamayacak olan sanığa müdafi atanması hakkaniyete uygun olacaktır. İnceleme konusu somut olayda; Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 16/07/2014 günlü sağlık kurulu raporu ile “sınır mental kapasite” tanısı konulan ve mevcut akıl zayıflığı nedeniyle işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin kısmen yitirdiği bildirilen sanığa, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150/2. maddesi gereğince istemi aranmaksızın müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır. 2- Sanığın aynı sözleriyle her iki mağdura yönelik tehdit eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi,5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Bu durumda aynı mağdura karşı, bir suç işleme kararının icrası çerçevesinde farklı zamanlarda gerçekleştirilen birden fazla eylem için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır.Buna göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir suç işleme kararının icrası çerçevesinde bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla kişiye karşı aynı suçun tek bir fiille işlenmesi gerekmektedir.İncelenen dosyada; Sanığın, babası ve kardeşi olan mağdurların olay günü evlerinde televizyon izlemekte iken, televizyonun sesinden rahatsız olarak kapatmalarını istediği, mağdurların televizyonu kapatmamalarına kızan sanığın mağdurlara vurmak suretiyle yaraladığı ve yaşanan arbede sonrasında, üzerinde taşıdığı bıçağı çıkararak ikisine karşı söylediği sözlerle, tek bir fiille her iki mağduru da tehdit etmesi şeklinde iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eyleminde, TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1- Kasten yaralama, tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçlarından sanık Ö.. K.. hakkında, Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2014 tarihli ve 2014/170 esas, 2014/511 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik bozma kararı doğrultusunda, anılan Kanun maddesinin 4/b fıkrası uyarınca yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine, 17 / 12 / 2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.