Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 34547 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 35881 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılmasıHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;A-Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme, hakaret ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Sanık hakkında 125/3-c fıkrası da gözetilerek asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmemiş ve sanığın sabıka kaydında tekerrüre esas geçmiş mahkumiyeti bulunmasına karşın, TCK'nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadışından bozma yapılamayacağı, Anlaşıldığından sanık ... ve müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, B-Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-TCK’mn 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için kişinin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başka bir gerçek kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekir. Maddede düzenlenen suçta, fail, sadece kimliği hakkında yalan beyanda bulunmamakta, aynı zamanda başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermek suretiyle iftira suçunu işlemektedir.Resmi bir belgeyi düzenlemek yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suretiyle gerçek bir kişiye ait olmayıp, tamamen uydurma bilgiler veren fail hakkında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması değil, TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu oluşacaktır.Somut olayda; görevi yaptırmamak için direnme, hakaret ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından yakalanan sanık ...'in kendisini Kenan Koç olarak tanıtıp, bu isim adına bazı resmi işlemlerin yapılmasının ardından, Kenan Koç adında bir kişinin nüfus kaydında bulunmadığının anlaşılması üzerine parmak izlerinin arşiv kaydı ile karşılaştırılması sonucunda sanığın gerçek kimliğinin tespit edilmesi karşısında; Kenan Koç adındaki kişinin gerçek kişi olmaması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nın 206/1. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı gözetilmeden, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,2-Sanığın sabıka kaydında tekerrüre esas olabilecek eski mahkûmiyet kararı olmasına karşın, TCK’nm 58. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykın, sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nm 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 01/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.