Esas No : 2014/25033 Karar No : 2014/33696Tebliğname No : KD - 2011/101501Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanıklar M.. S.. ve S.. S.. hakkında yapılan yargılama sonunda, şikayet yokluğundan düşme kararına dair Ilgın Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 09.11.2010 tarih ve 2010/275 Esas 2010/403 Karar sayılı hükmün O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/12141 Esas 2014/8209 Karar sayılı kararıyla; “Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Sanıkların savunmaları ve mağdurların beyanları karşısında, sanıkların iştirak iradesi bulunmadığından ve her iki sanığın eyleminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA” karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/05/2014 tarih ve 2011/101501 sayılı yazısı ile;“Konut dokunulmazlığını bozma suçu, bir kimsenin konutuna veya eklentilerine rızasına aykırı olarak girilmesi ya da rıza ile girildiği halde çıkılmamasıyla işlenmeye başlamakta ve konutun terk edilmesine, başka bir anlatımla hukuki ya da fiili kesintinin gerçekleşmesine kadar devam etmektedir.5237 sayılı TCK'nın 116/1 ve 116/2 maddelerinde yazılı, konut ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçu takibi şikayete bağlı suçlardandır ancak TCK'nın 116/4 maddesinde yazılı "Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi” halinde, suçun takibi şikayete bağlı olmadığı, ayrıca TCK'nın 119. maddesinde yazılı ortak hükümler başlıklı düzenlemede konut dokunulmazlığını bozma suçunun nitelikli hallerinin işlenmesi halinde, suçun takibi şikayete bağlı olmaktan çıkarak resen takibi gereken nitelikte olacaktır.Türk Ceza Kanununda ve diğer özel kanunlarda yer alan suçların büyük çoğunluğu resen soruşturma yapılan takibi şikayete bağlı olmayan suçlardır.Kanunda bir suçun ne şekilde takip edileceği konusunda kesin bir açıklık bulunmamakta ise, bu suçun resen takip edilecek suçlardan olduğu kabul edilmektedir. Bunun dışında, bir suçun takibinin şikayete bağlı bulunabilmesi için, kanunda o suçla ilgili olarak açıkça soruşturmasının ve kovuşturmasının şikayete bağlı olduğunun yazılı olması gerekir. Aksi takdirde söz konusu suçun resen takibi gerekecektir. Bir suçun takibi şikayete bağlı olduğu, ya suçun düzenlendiği medde metni içinde yer alır ya da bir başka kanun maddesi içinde bulunabilir. Bir suçun basit halinin şikayete bağlı olması durumunda kural olarak o suçun artırım ve indirim maddeleri de takibi şikayete bağlı suç niteliğindedir. Ancak suçun nitelikli halleri olarak belirtilen ve cezanın alt ve üst sınırlarını belirleyen düzenleme maddelerinin bulunduğu fıkralarda açıkça suçun takibi şikayete bağlı bulunduğu belirtilmemişse söz konusu nitelikli halin artık takibi şikayete bağlı olmadığı ve resen soruşturma ve kovuşturma yapılacağı kabul edilmektedir.Maddi olayda, sanık S.. S.. ile müşteki T.. D..'in kızı olan H. S.'ın evli oldukları ve H. S.'ın sanıkla aralarındaki geçimsizlikten dolayı babası müşteki T.. D..'in yanında kalmaya başladığı, sanık Serkan'ın annesi olan diğer sanık M.. S.. ile müşteki Tahir'in ikametine gittikleri, sanık Serkan'ın apartmanın giriş kapısındaki zile basarak eşi ile görüşmek istediğini söylediği, ancak müştekinin "defol git sana karını göstermiyorum" demesi üzerine sanık Serkan'ın öfkeyle apartmanın giriş kapısının camını kırmak suretiyle binaya girdiği, arkasından diğer sanık M.. S..'ın da apartmana girdiği, her iki sanığın, apartman içine müştekinin rızası dışında girmeleri üzerine müştekinin emniyeti telefonla arayarak haber verdiği, emniyet görevlilerinin gelerek olaya müdahale etmesi sonucunda olayın sona erdiği şeklindeki eylemde;Müşteki T.. D..'in sanıklar hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği ancak sanıkların birlikte, fikir ve eylem birliği içinde işledikleri suçun TCK'nın 116/1 ve 119/1-c maddesi kapsamında bulunduğu ve bu nitelikli halin cezasının, alt ve üst sınır gösterilerek düzenlendiği ve suçun takibinin şikayete bağlı olduğu konusunda bir açıklık bulunmadığı, bu nedenle TCK'nın 116/1 ve 119/1-c maddeleri uyarınca resen takibi gerektiren suçlardan olduğunu kabulü gerekmektedir.Bu itibarla, sanıklar S.. S.. ve M.. S..'ın işlediği konut dokunulmazlığını bozma suçunun, TCK'nın 116/1 ve 119/1-c maddeleri kapsamında bulunduğu ve atılı suçun takibi şikayete bağlı suç niteliğinde olmayıp resen takibi yapılan suçlardan olduğu gözetilmeden sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan TCK'nın 73/4 maddesince verilen kamu davasının düşürülmesine ilişkin, Ilgın Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2010 tarih ve 2010/275 Esas ve 2010/403 Karar sayılı ilamıyla verilen kamu davasının düşürülmesine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğu nedenle, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/03/2014 gün ve 2013/12141 Esas, 2014/8209 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen düşme kararı yerine, beraat ya da mahkumiyet şeklinde esastan hüküm kurulması istemiyle hükmün bozulması gerekmektedir. Bu itibarla, anılan karara itiraz edilmiştir.SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,1-İtirazımızın KABULÜNE,2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/03/2014 gün ve 2013/12141 Esas, 2014/8209 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,3-Ilgın Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2010 tarih 2010/275 Esas ve 2010/403 Karar sayılı ilamıyla, sanıklar S.. S.. ve M.. S..'ın işlediği TCK'nın 116/1 ve 119/1-c maddeleri kapsamında bulunan konut dokunulmazlığını bozma suçunun takibi şikayete bağlı suç niteliğinde olmayıp resen takibi yapılan suçlardan olduğu gözetilmeden sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan TCK'nın 73/4 maddesince verilen kamu davasının düşürülmesine ilişkin kararın BOZULMASINA,4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, sanıklar M.. S.. ve S.. S.. hakkında verilen düşme kararının onanmasına dair, Dairemizin 19/03/2014 tarihli kararına ilişkindir.III- KARARDosyanın incelenmesinde, sanık S.. S.. ile müşteki T.. D..'in kızı olan H. S.'ın evli oldukları ve H. S.'ın sanıkla aralarındaki geçimsizlikten dolayı olay günü çocuğunu da alarak babası müşteki T.. D..'in evine gittiği, sanık Serkan'ın eşini evde bulamaması üzerine telefonla arayıp nerede olduğunu öğrendikten sonra, annesi olan diğer sanık M.. S.. ve tanık olan babası ile mağdur T.. D..'in evine gittikleri, sanık Serkan'ın apartmanın giriş kapısındaki zile basarak eşi ile görüşmek istediğini söylediği, ancak mağdurun pencereye çıkarak "defol git sana karını da çocuğunu da göstermiyorum" demesi üzerine sanık Serkan'ın bir anlık öfkeyle apartmanın giriş kapısının camını kırmak suretiyle kapının kilidini açıp binaya girdiği, arkasından diğer sanık M.. S..'ın da apartmana girdiği, her iki sanığın, apartman içine müştekinin rızası dışında girmeleri üzerine müştekinin emniyeti telefonla arayarak haber verdiği, emniyet görevlilerinin gelerek olaya müdahale etmesi sonucunda olayın sona erdiği şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eşinin bulunduğu yere, annesiyle babasını da alarak gitmesi gözönünde bulundurulduğunda, ailecek görüşüp konuşmak için gittiğinin anlaşıldığı, mağdurun kapıyı açmayıp pencereden sanığa gitmesini söylemesi üzerine sanık Serkan’ın diğer sanık annesinin herhangi bir yönlendirmesi ve katılımı olmadan, aniden sinirlenerek apartman kapısını açıp içeriye girmesinden ve ardından annesi olan diğer sanık Mücella'nın aksi kanıtlanamayan savunmasına göre oğlunu engellemek amacı ile apartmana girmesi karşısında, sanıkların birlikte suç işleme kararıyla hareket etmediklerinin anlaşıldığı gözetilerek,Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/12141Esas 2014/8209 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.