Tebliğname No : KD - 2012/99482Konut Dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık M.. İ.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26/01/2012 gün ve 2010/639 esas, 2012/62 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 12/01/2015 gün ve 2013/40122 esas, 2015/756 sayılı kararıyla;"2-Konut dokunulmazlığını ihlal suçuna ilişkin hükme yönelik temyize gelince;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;5237 sayılı TCK’nın 116/4. maddesinde öngörülen cebir suretiyle konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşabilmesi için, sanık tarafından kişilere karşı yöneltilen şiddet eylemi ile konut dokunulmazlığının bozulması arasında nedensellik bağının bulunması, şiddetin konut dokunulmazlığını bozmak amacına yönelmiş olması ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılması gerekir.Somut olayda; sanığın, gündüz vakti katılanın konutuna girerek katılanı kasten yaralaması eyleminde, kasten yaralamanın konut dokunulmazlığını bozmak amacına yönelmemiş ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılmamış olması karşısında TCK’nın 116/1. madde ve fıkrası yerine, aynı maddenin dördüncü fıkrası ile mahkumiyet kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık M.. İ..'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA" karar verilmiştir.I-İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2015 gün ve 2012/99482 sayılı yazısı ile;"İtiraza konu uyuşmazlığın, sanık M.. İ..'in katılan Y.. D..'in konutuna rızaen girdiği ancak katılanın evden çıkması konusunda sanığa uyarıda bulunması ve çıkmasını istemesi üzerine sanığın katına yönelik gerçekleştirdiği cebir eyleminin TCK 116/1-4 maddesinde yazılı nitelikli hal oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.5237 sayılı TCK 116 maddesi konut dokunulmazlığını bozma suçunu düzenlemektedir.Konut dokunulmazlığını bozma suçu 5237 sayılı TCY’nın 116/1. maddesinde; “Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş, maddenin 4. fıkrasında; “Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi” cezayı ağırlaştırıcı bir neden olarak öngörülmüştür. Buna göre, bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek, failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma, dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak, konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen çıkmamaktadırSuçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen ya da rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı ve kullandığı bir yer olarak tanımlanabilir. Medeni Kanunun 19 uncu maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK anlamında bir konuttur. Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat); konuta bitişik ya da onun yakınında olan, konut veya benzerî yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir.Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus, olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir.Konut dokunulmazlığını bozma suçunun mağdur üzerinde, korkutucu ve zorlayıcı bir etki yarattığı konusunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Fail konuta girerken cebir ve tehditte bulunması durumunda nitelikli hal oluşabileceği gibi, bunun dışında, failin konuttan çıkmamak için cebir ve tehditte bulunması halinde de uygulaması gerekmektedir. Mağdur rızaen eve giren faile, çık dedikten sonra fail evden çıkmaz, mağdura yönelik cebir ve tehditte bulunursa bu durumda failin eylemi TCK 116/4 maddesinde yazılı konut dokunulmazlığını bozma suçunun nitelikli hali oluşacaktır.Burada kullanılan cebir kişilere karşı uygulanmalıdır. Mala ve eşyaya karşı kullanılan cebir ve şiddetin yasa kapsamında olmadığı doktrinde ileri sürülmektedir. 765 sayılı TCK 193/2 maddesinde cebir ve tehditin kişilere yönelik olduğu belirtilmiş olmasına karşın 5237 sayılı TCK 116/1-4 maddesinde cebirin kime yönelik olduğu yasa metninde yer almamaktadır. Bu durumda şiddetin eşyaya yada kişilere yönelik olmasının bir önemi bulunmadığı şeklinde doktrinde bir başka görüş de savunulmaktadır.Yukarıda yazılı açıklamalar kapsamında, Maddi olayda, Katılan Y.. D..'in kiracı olarak ikamet ettiği konutu sanık M.. İ..'in satın aldığını, suç tarihinde evinin kapısını çaldığını, kapıyı açtığında sanığın katılanın rızasını almadan doğrudan içeri girdiği ve katılana hitaben evi satın aldığını, evi boşaltması gerektiğini söylediğini ancak katılan Y.. D..'in, sanığa yönelik olarak kendisinin de müsait değilim çık evimden dediğini ancak sanık Murat'ın katılanın ağzını kapatarak "senin g... sinkaf ederim, seni döverim" dediğini, kendisine yumruk atmak istediğini, katılan Y.. D..'in, sanık Murat'ı engellemeye çalıştığı ve elinden tutuğu sırada, sanığın elinde bulunan demirin katılanın elini yırttığını, kolunu arkasından tutarak ağzını kapattığını, kolunu duvara vurdurduğunu, "senin a... koyarım" diyerek kendisine küfür ettiğini, evine zorla giren, kendisine hakaret eden sanığın evde buluna katılının küçük çocuğunun ağlaması üzerine evden çıkarak kaçtığı şeklinde gerçekleşen eylemde, katılan Y.. D.., sanık Murat'a rıza dışı eve girmesine karşısında," ben müsait değilim," çık evimden " şeklinde sözlerle konutu terk etmesini istediği halde sanığın, katılanın ağzını kapatarak sinkaflı sözlerle küfür etmesi ve cebir kullanarak katılanı yaralaması eyleminde, sanığın katılana yönelik TCK 116/4 maddesinde yazılı cebir öğesini gerçekleştirdiği, sanığın eyleminin nitelikli olarak konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturduğu, sanığın evden çıkmamak maksadıyla katılana cebir ve şiddette bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Bu itibarla, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12/01/2015 gün ve 2013/40122 Esas, 2015/756 Karar sayılı bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olması nedeniyle kaldırılarak, Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2012 tarih ve 2010/639 Esas, 2012/62 Karar sayılı hükmün onanmasına karar verilmesi istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.Sonuç ve istem: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,1- İtirazımızın KABULÜNE,2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12/01/2015 gün ve 2013/40122 Esas, 2015/756 Karar sayılı bozma kararının, KALDIRILMASINA,3- Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2012 tarih ve 2010/639 Esas, 2012/62 Karar sayılı hükmünün ONANMASINA,4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık M.. İ.. hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 12/01/2015 tarihli kararına ilişkin olup, karar itiraza konu edilen cebir unsurunun konut dokunulmazlığını ihlal suçunun işlenmesi amacıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi için yeniden ele alınmıştır.III- KARARYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,İncelenen dosya içeriğine ve olay tarihinde küçük çocuklarıyla birlikte suça konu evde yalnız yaşayan mağdurenin anlatımına göre, cebir ve tehdit eylemlerinin konut dokunulmazlığını ihlal suçunun işlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği anlaşılmakla,Dairemizce verilen 12/01/2015 gün ve 2013/40122 esas, 2015/756 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26/01/2012 gün ve 2010/639 esas, 2012/62 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Sanığa yükletilen konut dokunulmazlığını ihlal eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından sanık M.. İ..’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, itiraz yazısına uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle HÜKMÜN ONANMASINA, itiraza konu edilmeyen hakaret suçuyla ilgili Dairemizin 12.01.2015 tarihli kararının aynen muhafazasına, 11.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.