Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33064 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 40142 - Esas Yıl 2013





Esas No : 2013/40142 Karar No : 2014/33064Tebliğname No : KYB - 2013/365130Hakaret suçundan sanık E.. A..'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1-2-4 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.625 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli ve 2012/1186 esas, 2013/623 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2013 gün ve 365130 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre:Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararda; sanık E.. A..'un 23/05/2012 tarihindeki eylemleri nedeniyle işlemiş olduğu iftira suçu nedeniyle hakkında hükmedilen 1 yıl hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesi gereğince, sanığın sabıkasız olması, cezasının ertelenmesi halinde suç işlemekten çekineceği hususunda mahkemeye kanaat gelmesi nedeniyle cezasının ertelenmesine karar verildiği hâlde;Aynı hükmün 1. bendinde yer alan, sanığın işlemiş olduğu hakaret suçu nedeniyle sanık hakkında hükmedilen 2.625 Türk lirası adlî para cezası hakkında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca şartları oluştuğu halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyerek, çelişki meydana getirilmesinde isabet gör??lmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret suçundan sanık E.. A.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli kararı ile, adlî para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın bu suç yönünden temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşmasına karşın, kararda tartışılmamasına yönelik hukuka aykırılığa ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi,- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.”Kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, CMK'nın 231. maddesinde sayılan objektif ve subjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Objektif koşulların değerlendirilmesindeki hatalar kanun yararına bozma konusu olabilecekken, subjektif koşula yönelik hukuka uygun gerekçeler takdire ilişkin olduğundan, kanun yararına bozma konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte, sanık veya müdafiinin bu kurumun lehlerine uygulanmasına yönelik talepleri bulunması ve objektif koşulların oluşmasına karşın, koşullu bir düşme nedeni olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması da, yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık kabul edilerek, kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir. İnceleme konusu somut olayda; Suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanık E.. A.. hakkında, hakaret suçundan 2.625 Türk lirası adli para cezası verildiği ve sanığın 28.02.2013 tarihli celsede, hakkında ceza verilecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.5271 sayılı CMK'nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik istemlerin kabul veya reddinde gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Ancak yargılama safhasında sanığın açık bir talebinin bulunmasına karşın, mahkemece kısa karar veya gerekçede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu tartışılmamıştır.Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması hukuka aykırıdır. IV- Sonuç :Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1-Hakaret suçundan sanık E.. A.. hakkında, Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09/07/2013 tarih ve 2012/1186 esas, 2013/623 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.