Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32965 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18080 - Esas Yıl 2014





Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 13.05.2010 tarih ve 2010/5 Esas 2010/38 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 26.02.2014 tarih ve 2012/31129 Esas 2014/6331 Karar sayılı kararıyla; “Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; TCK’nın 116/4. maddesinde düzenlenen cebir suretiyle konut dokunulmazlığını bozmak suçunun oluşabilmesi için, sanık tarafından kişilere karşı yöneltilen şiddet eylemi ile konut dokunulmazlığının bozulması arasında nedensellik bağının bulunması, şiddetin konut dokunulmazlığını bozmak amacına yönelmiş olması ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılması gerekir.Yargılamaya konu somut olayda, sanığın ne şekilde konut dokunulmazlığını bozmak amacıyla kişilere karşı cebir veya tehdit kullandığı açıklanmadan, TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanması,Kanuna aykırı sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA” karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/04/2014 tarih ve 2010/201239 sayılı yazısı ile;“Konut dokunulmazlığını bozma suçu, bir kimsenin konutuna veya eklentilerine rızasına aykırı olarak girilmesi ya da rıza ile girildiği halde çıkılmamasıyla işlenmeye başlamakta ve konutun terk edilmesine, başka bir anlatımla hukuki ya da fiili kesintinin gerçekleşmesine kadar devam etmektedir.TCK'nın 116/4. maddesi konut ve iş yeri dokunulmazlığının, cebir ve tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde, cezanın alt ve üst sınırını nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.Suçun nitelikli hali olarak düzenlenen cebir ve tehdidin konut ve iş yerine girerken veya çıkmamak için uygulanması gerekmektedir. Konuttan içeri girdikten sonra mağdura uygulanan cebrin konut dokunulmazlığını bozma suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmekte ise de, mağdurun çık dedikten sonra yada çıkmamak amacıyla mağdura cebir ve tehdit kullanıldığı takdirde, failin eyleminin TCK 116/4 maddesi kapsamında nitelikli hal olacaktır.Maddi olayda sanığın, müşteki ... ile sanık ...'ın uzun süre birlikte yaşadıkları ve ... isimli kız çocuklarının olduğu, daha sonra müşteki ...'ın sanık ...'dan geçimsizlik nedeniyle ayrıldığı, müşteki ... kızıyla birlikte, eşinden ayrı yaşamaya başladığı, 11/01/2010 günü saat 15.30 sıralarında sanık ...'ın müşteki ...'ın ikamet ettiği ... Köyü Kuran Kursu lojmanına gelerek müşteki ... ile bir müddet görüştüğü, sonrasında müşteki ...'ın kabul etmesi üzerine kızı ...'yı alarak oradan uzaklaşırken sanık ...'ın geri dönerek müşteki ...'ın kaldığı eve ait dairenin kapısını tekme atmak suretiyle kırdığı ve eşi olan müşteki ...'ı tekme ve tokat vurmak suretiyle darp ettiği, boğazını sıktığı, yine sanık ...'ın müşteki ...'ı "beni şikayet edersen hapiste yatar çıkarım, seni bulur öldürürüm, bütün sülaleni yok ederim" diyerek tehdit ettiği, müşteki ...'ın yaptırılan adli muayene raporunda basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralandığının anlaşıldığı, bu haliyle sanık ...'ın müşteki ...'ın ikamet ettiği konuta haksız olarak girdiği ve hukuka aykırı biçimde eylemini sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Sanığın, önce rızaen müştekinin evine girdiği ve aralarında görüştükleri ve kızı ...'yı alarak evden çıktığı daha sonra eve tekrar dönerek evin kapısını tekmeleyerek kırması ve içeri girdikten sonra müşteki ...'ü dövmesi durumunda artık evde bulunmasında müştekinin rızasının bulunmadığının açıkça kabul edilmesi gerektiği daha sonra sanığın müştekiye yönelik "beni şikayet edersen hapiste yatar çıkarım, seni bulur öldürürüm, bütün sülaleni yok ederim" diyerek tehdit etmek şeklindeki eyleminin TCK 116/4 maddesi kapsamında bulunduğu gözetilmelidir Yüksek Dairece verilen ve sanığın ne şekilde konut dokunulmazlığını bozmak amacıyla kişilere karşı cebir veya tehdit kullandığı açıklanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı görüldüğü nedenle verilen bozma kararının hukuka aykırı olduğu nedenle, Yüksek Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 26/02/2014 tarih ve 2012/31129 Esas 2012/6331 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesi istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre.1-İtirazımızın KABULÜNE,2-Yüksek Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 26/02/2014 tarih ve 2012/31129 Esas 2012/6331 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,3-... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2010 tarih ve 2010/5 E- 2010/38 K sayılı ilamıyla sanık hakkında TCK'nın 116/1-4, 62 maddelerinden 10 Ay Hapis ve TCK 53/1 maddesi uyarınca hükümlülük kararının ONANMASINA,4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulana gönderilmesine karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 26/02/2014 tarihli kararına ilişkindir.III- KARARDosyanın incelenmesinde, sanığın, uzun süre gayrıresmi birlikte yaşadığı ve ortak çocukları bulunan mağdur ...'dan geçimsizlik nedeniyle ayrıldığı, mağdur ...'ın kızıyla birlikte sanıktan ayrı yaşamaya başladığı, 11/01/2010 günü saat 15.30 sıralarında sanık ...'ın mağdur ...'ın evine gittiği, mağdurla rızası dahilinde bir müddet görüştüğü, yine tartışmaya başlamaları ve mağdurun da kabul etmesi üzerine kızı ...'yı alarak evden çıktığı, mağdurun kapıyı kapatmasının ardından sanığın dönerek evin kapısını tekme atmak suretiyle kırdığı ve içeri girerek ...'ı döverek basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede yaraladığı, mağdurun da yalnız olduğu için alttan alarak sanığı sakinleştirdikten sonra evden gönderdiği, ertesi gün de şikayete gittiği şeklinde gerçekleşen olayda, mahkemece konut dokunulmazlığının ihlali suçunda kapının kırılarak içeri girilmesinin cebir olarak kabul edildiği, içerideki yaralama eylemi hakkında şikayet olmadığı için işlem yapılmadığının belirtildiği ve yaralama eylemi sonrası sanığın sarfettiği ileri sürülen tehdit sözlerinden delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, somut olayda da eşyaya karşı uygulanan şiddet ile işlenen konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan sonra gerçekleşen yaralama eylemi ile konut dokunulmazlığının bozulması arasında nedensellik bağının bulunmadığı, yaralama eyleminin konut dokunulmazlığını bozma amacına yönelmiş olmadığı ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılmadığı gözetilerek,Dairemizin 26.02.2014 tarih ve 2012/31129 Esas 2014/6331 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.