Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32872 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 39011 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2012/149881MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/03/2012NUMARASI : 2011/863 (E) ve 2012/396 (K)SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;A) Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Birden fazla kolluk görevlisine karşı tek fiille direnme suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında, TCK'nın 43/2 maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak,Kısa süreli hapis cezasından çevrilip ödenmeyen adli para cezalarının nasıl infaz edileceğinin 5275 sayılı CGTİK’nın 109 ve bu Kanunun uygulanmasını öngören, 20.03.2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren 2006/10218 numaralı Tüzüğün 51. maddesinde belirtildiği ve hükmün kesinleşmesinden sonra Cumhuriyet Savcılığının görevi dahilinde değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde adli para cezasının, ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi,Kanuna aykırı ve sanık M.. Ç..'in temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, “TCK’nın 52/4. maddesindeki ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarının” hüküm fıkrasından çıkarılması, biçiminde, DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA, B) Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Seyyar satıcılık yapan sanığın, olay günü zabıta görevlileri tarafından terazisine elkonulmasının ardından, Bafra Belediye'sine giderek katılan M.. E..'a hitaben söylediği kabul edilen, “kim aldı lan benim terazimi” şeklindeki sözlerinin, muhatabının onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabule göre de; a)Seçimlik ceza öngören hakaret suçunda hapis cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği gözetilmeyerek, TCK'nın 50/2. maddesine aykırı davranılması,b)Kısa süreli hapis cezasından çevrilip ödenmeyen adli para cezalarının nasıl infaz edileceğinin 5275 sayılı CGTİK’nın 109 ve bu Kanunun uygulanmasını öngören, 20.03.2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren 2006/10218 numaralı Tüzüğün 51. maddesinde belirtildiği ve hükmün kesinleşmesinden sonra Cumhuriyet Savcılığının görevi dahilinde değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi, Kanuna aykırı ve sanık M.. Ç..'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnmedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.