Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31901 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 33004 - Esas Yıl 2013





Esas No : 2013/33004 Karar No : 2014/31901Tebliğname No : KYB - 2013/324593Hakaret suçundan sanık H.. A..'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca, 1.500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2013 tarihli ve 2012/4 esas, 2013/176 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.10.2013 gün ve 324593 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, Turgutlu 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 27/10/2011 tarihli görevsizlik kararında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 148/1 maddesinde düzenlenen yağma suçunu oluşturduğu ve bu suçtan yargılamanın yapılması için dosyanın Manisa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini müteakip, dosyanın gönderildiği mahkemece yapılan yargılama sonucunda, görevsizlik kararında belirtilmeyen ve hakkında açılmış dava bulunmayan hakaret suçundan da sanığın cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret suçundan sanık H.. A.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2013 tarihli kararıyla, kesin nitelikte adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın bu suç yönünden temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında aynı mahkemenin 28.06.2013 tarihli ek kararı ile bildirimde bulunulması üzerine, hakaret suçundan açılmış bir dava olmamasına karşın, ceza verildiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı: Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının yağma suçuna yönelik olmasına karşın, bu kararda yer verilmeyen hakaret suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılığa ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün ve 3/270-88 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.CMK'nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.Anılan yasal düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkim ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuksal çözüme kavuşturacaktır.İnceleme konusu somut olayda; Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2011 tarihli iddianamesiyle, sanık hakkında telefon mesajı göndermek suretiyle tehdit ve hakaret suçlarını işlediği iddiasıyla dava açıldığı, Turgutlu 1. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sanığın para istemek amacıyla müştekiye tehdit mesajı göndermesi şeklinde iddianamede anlatılan eyleminin, yağmaya teşebbüs suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle, TCK'nın 148/1. maddesi gereğince yargılama yapılması için Manisa Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, Ağır Ceza Mahkemesince sanığın alacağı olduğu iddiasıyla göndermiş olduğu tehdit mesajının, TCK'nın 150. maddesi delaletiyle 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, hem bu suçtan hemde hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği görülmektedir.Ancak, iddianame yerine geçen görevsizlik kararının, yalnızca kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit suçuna ilişkin basit yağma suçuna yönelik olması, sevk maddesi olarak da yalnızca TCK'nın 148. maddesine yer verilmesi değerlendirildiğinde, hakaret suçundan görevsizlik kararı verilmemesine karşın, bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1-Hakaret suçundan sanık H.. A.. hakkında, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17/06/2013 tarih ve 2012/4 esas, 2013/176 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığa hakaret suçundan verilen 1.500 Türk lirası adli para cezasının KALDIRILMASINA,3-Bu suçtan hükmolunan cezanın çektirilmemesine,4-Kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.